Ney sesi, sufilerin bilgece sözleri ve hikayeleri bu topraklarda her daim manevi bir şifa olmuştur. Zor günler geçirdiğimiz şu zamanlarda sizlere iyi gelmesi için, kendi oluşturduğum sufi ney meditasyonunu paylaştım. Sizler güzel geri bildirim verdikçe YENİ kayıtlar yüklemeye devam edeceğim. Umarım iyi gelir. Bu kayıt tedavi amacı taşımamaktadır. Psikiyatrik hastalıkların tedavisi için bir alternatif değildir. Hastalık kategorisinde olmayan gündelik stres ve kaygı için rahatlama, gevşeme amaçlı yapılmıştır.
Meditasyon çoğu insanın bildiğinin aksine Hint dillerinden, ya da Budist dillerinden gelen bir kelime değildir. Meditasyon, Fransızca bir kelimedir. Birçok sözlük Fransızca meditasyon kelimesini Türkçe’ye “tefekkür” olarak çevirmiştir. Türk Dil Kurumu ise “dalınç” olarak çevirmiştir.
Fransızcaya ise Latince “meditatio” kelimesinden geçmiştir. Latince “meditatio” kelimesi “derin düşünme” anlamına gelmektedir.
Meditasyon kendini dinlemektir.
Yani meditasyon kelimesi herhangi bir dine veya felsefi öğretiye ait değildir. Budist tarzı yapılan derin düşünme tekniklerine Budist meditasyon denmiş, Hint tarzı yapılan derin düşünme uygulamalarına da Hint meditasyonu denmiştir. Bu yüzden biz de sufi düşüncesi temel alınarak yapılan derin düşünme tekniklerini Sufi meditasyon olarak isimlendiriyoruz.
(Not: Nefes alma organımız burundur, sağlıklı nefes alma burundan gerçekleşir. Bu teknik bir istisnadır ve nadir zamanlarda uygulanır.)
Sufi nefesi nedir?
Sufizm’de birbirinden farklı birçok nefes tekniği var. Bugün size bu nefes tekniklerinden birini ve ne işe yaradığını anlatmak istiyorum.
Hani kültürümüzde bir söz var, “Hayy’dan geldik Hu’ya gidiyoruz.” Bunun ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Biz doğduğumuzda yani anne karnından dünya ilk çıktığımızda derin bir nefes alırız ve ölüm anında da son nefesi veririz. Nefesi derin bir şekilde hayy diye alırız ve verdiğimiz son nefes de hu gibidir. Bu yüzden Hayy’dan geldik Hu’ya gidiyoruz derler.
Bu yaşam süresi içerisinde bizi hayatta tutan en önemli madde havadır. Aldığımız nefes kadar varız, aldığımız nefesin kalitesi hayatımızı etkiliyor. 30-40 gün yemeksiz yaşayabiliyoruz, birkaç gün susuz. Ama sadece birkaç dakika nefessiz. Bu yüzden nefes hem bedensel hem de ruhsal olarak tüm kültürlerde çok önemli bir yere sahiptir.
Bugün yapılan birçok araştırma doğru nefes almanın fiziksel ve ruhsal hastalıklara iyi geldiğini söylüyor. 1931 yılında Nobel Tıp Ödülünü kazanan Otto Warburg, kanserli hücrelerin yüksek oksijenli ortamlarda yaşayamadığını keşfetmişti. Derin nefes için hastalanmayı beklemeyin. Sağlıklı hücreleriniz olduğu için şükredin, teşekkür edin.
Nefes tekniğimize geri dönelim. Hayy ve Hu nefesi. Peki sufiler bunu hangi çalışmalarda kullanırlar. Öncelikle sufi meditasyonu diye bir kavramdan bahsetmek istiyorum. Meditasyon deyince herkesin aklında Hint kültürü, çok tanrılı dinler geliyor. Halbuki meditasyon genel bir isimdir, anlamı yoğunlaşma demektir. Hint meditasyonu da vardır, budist meditasyon da vardır, sufi meditasyon da vardır. Peki sufi meditasyonları nelerdir, en çok bilinenleri murakebe, zikir, dua ve rabıtadır.
Tabii bunların zaman içinde suistimal edilenleri de olmuştur ama birkaç doktor kötü diye bütün doktorları kötü saymamız ne kadar haksızlık olursa, yolundan çıkmış birkaç tarikat ve cemaatin yaptıkları da bütün sufilere mal edilmemeli.
Biz nefes tekniğimize geri dönelim. Sufiler bu nefes tekniğini yani Hayy ve Hu nefes tekniğini hem ruhsal gelişimlerinde, hem de zaman zaman endişelerini gidermek, rahatlamak ve sakinleşmek için kullanmışlar. Hayy Hu nefesinde, ağzımızdan Hayy diye nefes alırken olabildiğince oksijen çekeceğiz içimize, nefesimizi vermeden önce içimizde birkaç saniye tutacağız ve sonra Hu diye vereceğiz.
Biraz önce demiştim ki, sufiler aynı zamanda endişeleri gidermek, sakinleşmek için de bu nefesi kullanıyorlar. Bugün yapılan araştırmalar gösteriyor ki, sinirlendiğimizde, kızdığımızda, endişelendiğimizde beynimiz gerçekten fiziksel olarak ısınıyor.
Aynı bilgisayarda çok fazla işlem yaptığımızda bilgisayarın ısınması gibi. Peki bilgisayar çok fazla ısındığında, kendisini nasıl soğutuyor? Fan açarak değil mi? Peki biz beynimizi nasıl soğutacağız, aynı şekilde derin nefeslerle. Neden esnediğimizi hiç düşündünüz mü? Esnediğimizde ağzımızı bayağı açıp, içimize bol oksijen çekiyoruz. New York Üniversitesi’nden Andrew Gallup yeni bir teori geliştirdi. Gallup’a göre esneme yoluyla aslında beynimizi aşırı ısınmaktan koruyoruz. Çenenin şiddetle açılması kanın kafatasında dolaşımını sağlayarak aşırı ısıyı dağıtıyor, esneme sırasında alınan derin nefesle sinüs boşluklarına dolan hava ise beyni serinletiyor.
İşte gördüğünüz gibi, yüzyıllardan beri uygulanan tekniklerin bugün bazı bilimsel karşılıklarını görmeye başlıyoruz. Siz de bu tekniği evinizde deneyebilirsiniz. Fakat önemli bir hastalığınız varsa veya denediğinizde bir rahatsızlık oluşursa mutlaka doktorunuza danışın.