Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin’ diyor Mevlana.

Karakterimizi yaşadığımız güzel anlardan çok yaşadığımız acılar oluşturur, olgunlaştırır ve geliştirir.

Bir olay yaşadığımızda, olayın sadece acı kısmını görürüz  ya da görmeye şartlanmışızdır.

Nasıl ki dizimiz ya da karnımız ağrıdığında, o ağrının amacı ‘bu bölgede yanlış bir şeyler oluyor, hemen düzelt’ demekse, hayatımızda ki acı ve sorunlar da bir şeyleri düzeltmemiz gerekliliği yönünde bize gönderilen habercilerdir.

Tıpta en kötü hastalıklar, önceden belirti vermeyen, teşhisi koyulamayan hastalıklardır. Önceden belirti vermedikleri için doktorlar anlamakta zorluk çeker ve anladıkları zaman ise hastalık çok ilerlemiş, müdahele edilemez bir hal almış olur. O yüzden başımıza gelen hastalıklar aslında (örn.,bir diz ağrısı, karın ağrısı) çok önemli birer hediyedir. Hissetmeyi, bakmayı görmeyi ve ilgilenmeyi billdiğin sürece.. Hayatında yaşadığın acılar, olaylar daha büyümesin, kontrol edemeyeceğin noktaya gelmesin diye seni sürekli uyarır. Eğer o uyarıları görmezden gelirsen, bir gün kontrol edemeyeceğin bir noktaya gelebilirsin.

O yüzden yaşadığın acıları, sana gönderilen bir hediye olarak gör. Seni öldürmeyen her acı, dirençlendirir ve güçlendirir.

Unutma; Elmas baskı altında değer kazanan bir kömür parçasıdır.

hakanmenguc_soz_tecrube