Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Etiket: başarı (page 1 of 1)

Başarı yolunda önüne çıkacak engeller

Başarı yolunda aşağıdaki engeller mutlaka karşına çıkacak, bunları bilmelisin ve hazırlıklı olmalısın.

1. Acı çekeceksin.
2. Belki ağlayacaksın, aklın vazgeçme düşünceleri ile dolacak.
3. Bazı arkadaşlarını kaybedeceksin.
4. Belli bir noktaya kadar ailen senin cesaretini kıracak ama başardıktan sonra destekçin olacaklar.
5. Bazı insanlar senden hiçbir nedeni yokken nefret edecekler.
6. Bazen sen bile kendine, ‘Ne yapıyorum, delimiyim ben?’ diyeceksin.
7. Bu yolda para da kaybedeceksin.
8. Başarısızlıklarla, alaylarla, dalga geçmelerle, küçük görmelerle mücadele edeceksin.

9. Fakan en sonunda, yani başardığında, tüm bunlara DEĞECEK.

 

hakan_menguc_sozleri

Önemli olan zirveye çıkmak değil, her gün bir adım ilerleyebilmektir.

Önemli olan zirveye çıkmak değil, her gün bir adım daha ileriye gidebilmektir. Neyi başardığınızın bir önemi yok, her gün bir adım ilerlemek, yeni şeyler öğrenmek ve gelişmek bizi mutlu eder. Hayat bisiklet sürmeye benzer, pedalı hep çevirmek gerekir, pedalı çevirmeyi bırakırsak düşeriz.

İlerlemek kendi içinde zorlukları da meydana getirir ama bizi mutlu eden zorlukları aşmaktır zaten.

Kaçımız soyulmuş ayçekirdeği seviyoruz? Ama onu biz çıtlattığımızda, biz soyduğumuzda tadı başka oluyor, çünkü emek harcıyoruz.

Bazen tek sorunumuz, sorunları sorun olarak görmemiz. Sorunlar bizim ilerlememizi sağlayan armağanlardır. En azından ben böyle inanıyorum.

İlerlemeye devam…
Sevgiler herkese,
Hakan.

Madem yaşıyoruz, kapasitemizi en iyi şekilde kullanalım

Pek çok kişi kapasitesinin sadece küçük bir kısmını kullanır.

Pek çoğu ise potansiyelinin ne kadar büyük olduğundan dahi haberdar değidir.

Amerika’nın en önemli mentörlerinden biri olan Jim Rohn der ki; ‘Sadece insanlar yapabileceklerinin çok daha azını yapan tek yaşam formudur. Sadece insanlar kapasitelerinin çok daha azıyla yetinirler.’

İnsanoğlunun kabul ettiği tüm diğer yaşam formları potansiyellerini maksimum kullanır. Bir ağaç ortalama ne kadar büyür? Büyüyebildiği kadar büyür tabii ki. Hiçbir zaman bir ağacın kapasitesinin altında büyüdüğünü göremezsiniz. Ağaçlar yarım büyümez. Ağaçlar köklerini olabildiğince dibe gönderirler. Büyüyebildikleri kadar yükseğe büyürler. Çıkarabildikleri kadar meyve ve yaprak çıkarırlar.

Bir hastalık dışında bir insanın da fiziksel olarak yarım büyüdüğünü göremezsiniz. Bizler de tam gelişene kadar büyümeyi sürdürürüz. İşte bu hayatın kontrol edemediğimiz parçasıdır. Genetik olarak kodlanmış bir şeydir. Bedenimizin büyümesini kontrol edemeyiz.

Fakat kontrol edebildiğimiz bir büyüme var. Bu aklımızın büyümesi ve genişlemesidir. İşte bunu kontrol edebiliriz.

Her yaşam formu kendi maksimum kapasitesine ulaşmak için uğraşır. Peki neden insanoğlu kendi potansiyelinin tamamına ulaşamaz?

İşte nedeni: Çünkü bize seçim yapma yetisi verildi. Bu bizi timsahlardan, ağaçlardan ve kuşlardan farklı yapan şeydir. Seçim yapabilme bizi diğer yaşam formlarından farklı kıldı.

Size bir seçim; Olabileceğimizin sadece bir bölümü veya tümü olabiliriz.

Siz hangisini seçiyorsunuz?

 

Yararlanılan kaynaklar; Jim Rohn

Başarıya giden yol ve pilav yapmak!

Pilav yapmak için ne gerekli?

Pek çok insan pirinç der..
Bazıları pirinç, tuz, yağ der…

Çok az kişi hepsini sayar; Pirinç, tuz, yağ, ateş, tencere, kaynar su vs.
Yani pilav yapmak için pirinç ne kadar önemliyse, tencere veya ateşte o kadar önemli…

Başarıya giden yolda insanlar sadece bir noktaya odaklanıyorlar,
Mesela oyuncu olmak isteyen bir kişi her şeyin tip,yakışıklılık,güzellik olduğunu düşünüyor,
yetenek sizsinize katılan bir kişi her şeyin yetenekli olmak olduğunu düşünüyor,
veya aşçı olmak isteyen biri her şeyin yemek yapmak olduğunu düşünüyor. Oysa ki her malzeme diğerleri kadar önemli.
Tabii bazı yerlerde önem sırası değişiyor ama size bir şey söyleyeyim mi, her zaman birinci derecede önemli olan İNSAN İLİŞKİLERİ…
Çok yetenekli insanlar tanıdım, neden istedikleri yere gelemediklerini çok sorguladım ve hep çıkan sonuç şuydu, İNSAN İLİŞKİLERi FENA HALDE KÖTÜ…

Bu yüzden pilav için herşeye eşit derecede önem verin ve en çok da insan ilişkilerine… insan ilişkileri pilav yapmadaki ateş gibidir, ya yakarsınız, ya da pişiremezsiniz.. pirinciniz ne kadar güzel olursa olsun, yemeği ateş pişirir…

Sevgilerle, Hakan Mengüç
29 Eylül 2011
Saat: 01.28

Hayat Sana Her Zaman Şansı Verir

Bana göre şans fırsatlarla hazırlıklı olarak karşılaşmaktır. Herkes fırsatlarla her zaman karşılaşır ama o fırsatı değerlendirebilecek donanımın yoksa o zaman  o şans olmaz.

 

Hayat bize ikinci şansı her zaman verir, adına da ‘yarın’ denir.

Bizi Mutlu Eden Gelişimdir.

Önemli olan zirveye çıkmak değil, her gün bir adım daha ilerlemektir. Neyi başardığınızın bir önemi yok, her gün bir adım ilerlemek, gelişmek bizi mutlu eder. Hayat bisiklet sürmeye benzer, pedalı hep çevirmek gerekir, pedalı çevirmeyi bırakırsak bir gün düşeriz. İlerlemek kendi içinde zorlukları da meydana getirir ama bizi mutlu eden zorlukları aşmaktır zaten.

Kaçımız soyulmuş ayçekirdeği seviyoruz? Ama onu biz çıtlattığımızda, biz soyduğumuzda tadı başka oluyor.

Bazen tek sorunumuz, sorunları sorun olarak görmemiz. Sorunlar bizim ilerlememizi sağlarlar. Sorunlar gelişimiz için birer armağandır.

İlerlemeye devam.
Hakan.

( 8 Nisan 13)

 

 

Mükemmellik Detaylarda Gizlidir

Başarı Tesadüf Eseri mi Oluşur?

Başarının tesadüf eseri oluştuğunu düşündüğümüzde hayat bizim için tam bir karmaşaya dönüşür. Çünkü bizim için artık herhangi bir konuda yükselebilmek tamamıyla şansa bağlıdır.

Ve pek çok insan için, başarının tesadüf eseri oluştuğuna inanmak daha kolaydır. Peki neden böyle inanırız?

Biz insanlar olarak genellikle bütüne bakarız ve bütünü görürüz?
Kıvanç ünlü olduysa yakışıklı olduğu için,
Obama başkan olduysa, bilmem kim onu desteklediği için,
Acun başarılı olduysa şanslı olduğu için vs. vs.

Bütüne baktığımızda ise iki tür yanılgıya düşeriz;

1) Ben onun kadar yakışıklı değilim, onun kadar güzel sesim yok demek ki ben onun gibi başarılı olamam.
2) Ben onun kadar yakışıklıyım, onun kadar güzel sesim var demek ki ben onun gibi başarılı olabilirim.

Yukarıdaki iki düşünce de yanlış bir düşünme biçimidir. Çünkü yakışıklı olmak, sesi güzel olmak, becerikli olmak ancak başarılı olmanın bir kaç detayından biridir. Tabii ki her işin avantaj ve dezavantajlar vardır. Sarışın, uzun boylu ve iyi vücutlu bir erkeğin jön olma ihtimali daha yüksektir.

Ama zayıf yanlarımızın değil güçlü olduğumuz yönlerin üzerine gitme eğiliminde olmalıyız. Uzun boylu birisinin jokey olmak istemesi onun için bir dezavantaj, aynı şekilde kısa boylu birinin de basketçi olmak istemesi onun için bir dezavantaj. Bu yüzden güçlü olduğumuz yönlerde ilerlediğimizde, hedefimize daha kolay ve daha hızlı ulaşabiliriz.

Detaylar, Detaylar

Başarı bir çok detayın birleşimi ile oluşur.
Giyim, konuşma, beden dili, gömleğin renginin seçimi, yerine göre kol düğmesi takılması, bakışların kullanımı vs. vs. bunların hepsi konuştuğumuz ve iletişimde bulunduğumuz insanların bilinçaltını etkiler ve bizim hakkımızda kalıcı kararlar vermelerini sağlar.

Geçen aylarda Madonna Türkiye’ye konser vermeye geldi. Pek çok Madonna seveni Madonna’yı sevdiği ve şarkılarını dinlemek için konsere gittiğini düşünüyor. Peki Madonna’nın Türkiye’ye 45 tır ve 3 Uçak’la geldiğini duymuş muydunuz? (İlgili haber )

Madonna’nın şarkı söyleyebileceği ses sistemi Türkiye’de yok mu? Tabii ki var ama onun istediği kadar ayrıntı ve detay yok ya da bu işi şansa bırakmıyorlar. Biz Madonna’yı izlediğimizi düşünürken aslında Madonna’nın 45 tır ve 3 uçakla hazırlanmış detaylar bütününü izliyoruz.

Hayatınızla ilgili arıntılara dikkat etmeniz dileğiyle,

:) Hakan Mengüç – 4 Nisan 13

Başarının Sırrı

Facebook’tan bana bir soru gelmiş;
Hakan bey size göre başarının sırrı nedir?

Hem bu soruyu cevaplamak istedim, hem de çok beğendiğim bir videoyu sizlerle paylaşmak istedim.
Bana göre başarı 4 aşamayı doğru yapmakla gerçekleşir.

1) Seni Heyecanlandıran İşi Yap

Başarı için çok çalışmak gerekir ama çok çalışmak zorlama ile olmaz. İşkenceler bile, siz o işi yapmayı sevmiyorsanız size o işi yaptıramaz. Ama o iş sizi heyecanlandırıyorsa ve işe tutku duyuyorsanız zaten saatlerce çalışırsınız ve zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile olmazsınız. Onun için doğru nokta sizi heyecanlandıran şeyi yapmak ve o heyecanı hep korumak. Ben ilk Ney enstrumanını öğrenmeye başladığımda gerçekten tutku duyuyordum ve günde 8 saat çalışıyordum, şimdi asla o kadar saat çalışamam :)

2) Heyecanını Her Zaman Koru ve Eylem Adamı Ol

Eylem adamı olmak gerekiyor, az konuşup çok iş yapmak gerekiyor ve en önemlisi, zor zamanlar yaşayacaksınız, o durumlarda dahi heyecanınızı korumanız gerekiyor. İşte bunu yapabildiğiniz takdirde başarı size mutlaka gelecektir.

3) Başarısızlık Yoktur Öğretmenin Vardır.

Her başarısızlık sana bir şey öğreten öğretmendir. Onu başarısızlık yerine size bir şey öğretmek için gelen öğretmen olarak görme bakış açısını zihinlerimize şartlamalıyız.

4) Asla Vazgeçme

İlk başlarda sürekli, ‘Yanlış yolda mıyım?’ sorusu zihninize gelecektir. Hatta bazen bir çok deneme yapacaksınız ve istediğiniz sonucu alamayacaksınız. İşte bu durumlarda insanların %80’i elenir, dayanıklı olanlar devam eder.

Aşağıdaki konuşma size daha çok şeyi anlatabilir… :)

Amacımızı elde edememek, bazen asıl gerçek amaçlarımızı elde etmek anlamına gelebilir

“Amacımızı elde edememek, bazen asıl gerçek amaçlarımızı elde etmek anlamına gelebilir” Anthony Robbins

Yukarıdaki söz Anthony Robbins’in çok güzel sözlerinden biridir. Bu sözle bağlantılı küçük bir hikaye paylaşmak istedim sizinle…

Bir zamanlar fakir bir Yunanlı, bir bankada kapıcı olarak işe başvurmuştu. İnsan kaynakları yöneticisi, biraz da aşağılayarak “Yazmayı biliyor musun?” diye sordu.

Yoksul Yunanlı, “Sadece ismimi” diye yanıt verince, işe kabul edilmedi.

Aradan yıllar geçti ve Wall Street’te düzenlen bir basın toplantısında, ünlü Yunanlı işadamına şu soru soruldu: “Anılarınızı yazmayı düşünüyor musunuz?”

Yunanlı işadımı, “Ben yazamam” karşılığını verince, gazeteciler şaşırdı. Ancak Yunanlı işadamı devam etti: “Eğer yazabilseydim, şimdi kapıcı olacaktım.”

– Bu hikaye Hilton Otellerinin kurucusu Condrad Hilton’un 1964 basımlı “Be My Guest” ( Konuğum Ol) adlı kitabından alınmıştır. Capital Haziran sayısı syf: 60’ta bu kitapla ilgili daha fazla bilgi bulabilirsiniz.-