Siz, Topal Tilkiyi mi, Yiğit Aslanı mı Oynuyorsunuz?
Adam, ormanda dolaşırken, çalıların arasında bir tilki görmüş. Ama bu tilkinin dört ayağı da sakatmış. Adam, bu tilki böyle nasıl yaşıyor, merak etmiş. İzlemeye başlamış. Birden çalıların arasından ağzında bir tavukla bir aslan çıkmış gelmiş. Aslan tavuğun yarısını tilkiye vermiş, diğer yarısını kendi yemiş ve çekip gitmiş. Adam bu mucize karşısında donmuş kalmış. ?Allah?ım? demiş, ?Sen kullarını nasıl koruyup kolluyorsun. Ben de sana teslim oluyor ve kendimi sana bırakıyorum.? Ve gitmiş bir ağacın altına oturmuş, beklemeye başlamış. Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş hiçbir şey olmamış. Adam açlıktan ölecek. Ellerini açmış, göğe seslenmiş ?Allahım beni görmüyor musun?? Gökten bir ses gelmiş: ?Görüyorum da şaşırıyorum, neden sakat tilkiyi taklit ettin de, o yiğit aslanı taklit etmedin??
Sık sık kendinize bakın. Kimi oynuyorsunuz, tilkiyi mi, aslanı mı? Ne zaman birilerinden bir şeyler bekliyorsanız bilin ki siz topal tilkisiniz. Bırakın bu rolü, siz yiğit aslan olun.
(Bu fotoğraf Güney Afrika’da eğitim aldığım ‘Aslan Rehabilitasyon Merkezi’nde çekildi.)
Efekan CANDAN says:
Aslanı takip etmeliyiz. Şunu çok iyi kavrayın derim; sürekli zavallı (Sakat tilki) rolü oynamanın getirisi yoktur. Zavallı gibi davranan zavallıdır. Kendinden emin davranan öz güveni yüksektir. Hasta olduğunu söyleyen her zaman hastadır. Bunları çevremden tespit ettim.
Ayrıca bazı insanlar yatarak bir şeyleri kazanmaya veya başarmaya çalışıyorlar. Emeksiz kazanç ve başarı olmuyor. Çok az başarılı olur veya kazanmaz. Bu yüzden aslanı takip edip bir şeylerin elinde tutmak ve emek vermek gerekiyor.
ve..
Ayrıca korkmak ile ilgili bir içeriği yok sanırsam bu hikayenin. Yine güzel, anlamlı bir yazı yazmışsınız. Ellerinize sağlık. Takibe devam.. :)
31 Mart 2014 — 20:23