Sinirsel Hipnotik Modelleme Nedir?

Bir Cümle ile Sinirsel Hipnotik Modelleme nedir?

(Neuro-Hypnotic Repatterning)

İnsanları kortikal sinir yapıları düzeyinde yeniden yapılandırmak için hipnotik süreci kullanan bir teknoloji

Dr. Richard Bandler psikoloji alanında sıra dışı çalışmalar gerçekleştirmiştir ve NLP sisteminin kurucusudur.

Richard Bandler şunu söyler, “Çalışmalarım sırasında keşfettiğim şeylerden biri insanların problemlere çok hızlı bir şekilde sahip olmasıdır. Tek bir kötü kaza sonrasında insanlar araba sürme korkusu edinirler. Bir kere arılan içine düşen biri arı fobisine sahip olur. Eğer insanlar korku sahibi olmayı kısa bir süre içinde öğrenebiliyorsa başka bir şeyi öğrenmeleri de çok zaman almamalıdır, bu yüzden benim tercihim her zaman bir şeyi yapmanın hızlı bir yolunu bulmak üzere başka bir yaklaşım kullanmak olmuştur.” (Kaynak: Eskimeyen Değişim, R. Bandler)

İşte bu yaklaşımlardan biri de Sinirsel (Nöro) Hipnotik Modelleme‘dir.

Sinirsel Hipnotik Modellemeyi öğrendikten sonra ilk kendi üzerimde uyguladım ve müthiş bir sonuç aldım. Bu kadar hızlı sonuç almak beni şaşırttı. Daha sonra topluluk önünde konuşma korkusu olan bir arkadaşıma uyguladım, sonuca inanamadı. “Nasıl bir anda duygularım değişebilir, bu kadar basit mi?”, dedi.

Daha sonra size bu yöntemi nasıl uygulayacağınızı başka bir yazımda anlatacağım. Bugün sadece Sinirsel Hipnotik Modelleme’nin tanımını yapmak istedim. Aşağıda Kate Benson’ın Sinirsel Hipnotik Modelleme üzerine Richard Bandler ile yaptığı röportajı bulacaksınız.

NLP’nin ardından NHR – Neuro Hypnotic Repatterning’i tasarladınız. Öncelikle, sizin dilinizden bu metodu tanıyabilir miyiz?

“NHR – Sinirsel Hipnotik Modelleme” beyin kabuğundaki geçitler düzeyinde insanların düşünce sistemlerini yeniden yapılandırmak üzere hipnotik süreçleri kullanmak anlamına geliyor. NHR, bizi iletişim becerilerinin ve ikna kabiliyetinin ötesine taşıyarak, kendi bedenimizin ve beynimizin kimyasını ve sinirsel bağlantılarını kullanma yoluyla inançlarımızda, düşüncelerimizde, duygularımızda değişim yaratıp acısız bir şekilde hayalini kurduğumuz hayata adım atmamızı sağlar.

NHR’nin kullandığı yöntem, bir strateji belirlerken bütünü küçük parçalara bölerek düşünmek yerine, en büyük parçayı bularak düşünmeye buradan başlamaktır. İnsanların problemleri ve olumsuz duyguları otomatik olarak işlemdedir, fakat bebeklik döneminde bunlara rastlayamazsınız. Çünkü bunlar yaşam içinde öğrenilen davranışlardır. Birini hipnotik olarak yeniden modellerken (buradaki modelleme kavramı, NLP’deki modelleme ile karıştırılmasın) yaptığınız şey, ona sahip olmak istemediği bir şeye sahip olmamayı öğretmektir. Hafıza sistemleri, eski bilginin yerine yenisini koyabilecek şekilde güncellenebilir bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, bir kişiye herhangi bir problem karşısında nasıl bir tepki vereceği konusunda yeni ve daha kolay bir yol gösterirseniz, bu kişi eski yolu kullanmaz. İnsanoğlunun öğrendiği her şey hafızasındadır; ancak bazen daha önceden öğrendiğiniz bir şeyi korteks geçitlerinde bırakmak ve yeni bir öğrenme stratejisi kullanmak zorunda kalır. Yani, insanlar her zaman yeniden öğrenme sürecine girerler.

NLP ile NHR arasındaki fark nedir?

NLP, kişilerin davranışlarını gözlemleyerek bunları modelleme yönünde işleyen bir sistem. Başarılı kişilerin davranışlarını modelleme yoluyla onları ulaştığı sonuçlara benzer olumlu sonuçlara ulaşma fikrine dayanıyor. NHR ise zamanın, beyin kimyasallarının, hafıza işletiminin, hislerin ve dilin bazı ilkelerini kullanarak değişim yaratma temelli. Hipnoz kullanıldığı için dilin davranışı değiştirme etkisinden bahsedebiliriz.

NHR yaşamımızın hangi alanlarındaki kontrol gücümüzü arttırıyor?

Yaşımız ilerledikçe kortekste kurduğumuz sinirsel ağların sayısı milyonlara ulaşır. Tokalaşma, öpme, yürüme gibi otomotik olarak gerçekleştirdiğimiz günlük işlerin sayısı da artar. Kimi zaman, sinirsel ağlar olumsuz yönde de tesir edebilir. Belirgin bir sebep yokken korkma ya da öfkelenme gibi? NLP, insanların öğrenme biçimlerine yenilikler getirirken, NHR insanların üreticilik gücündeki sınırları belirler ve daha önceden kullanılmamış yeni bir düşünce süreci yaratır.

İnsanların korkmak, hüzünlenmek gibi ruhsal durumlarını göz önünde bulundurduğumuzda, bunların vücutta kimyasal bir altyapı oluşturduğunu görürüz. Depresyonun, aniden sinirlenmenin, utangaçlığın veya korkaklığın kökeninde yatan bu kimyasal değişimi kontrol edebilmek, hayatımızı değiştirecek süreci başlatmak demektir. Bu, derin trans aygıtları kullanarak insan davranışlarının büyük bir bölümünde değişiklik yapmaya yönelmek ve insanlara kötü hissetme yerine iyi hissetme alıştırmaları yaparak bunun bir alışkanlık haline gelmesini sağlamaları yolunda yardımcı olmak demektir.

Peki, hayatında NLP’yi hiç uygulamamış bir kişi, NHR sürecinden nasıl bir kazanım elde edebilir?

Yıllardan beri başarmak istediğim şey hayatı daha kolay, daha rahat ve daha basit bir hale getirmek. Eğer NLP altyapınız yoksa, bunu oluşturmak için seminerlere katılabilirsiniz. Ben, iyi yaptığımı düşündüğüm şeyler hakkında bile daha iyi, daha hızlı ve daha kolay yöntemler buldum. Bu 30 yıldır yapılan hataları tekrarlamamak ve yeni yöntemlerden istifade etmek adına seminerlerime katılabilir, kitaplarımı okuyabilirsiniz. NHR alanında çalışmalara yönelmemin sebebine gelince, NLP strateji üretmektir ve bunların çoğu kötü duygulardan sıyrılmak, olumsuzlukları önlemek üzerinedir. Bir şeylerden uzaklaşırken, başka bir şeyle karşılaşmak durumundasın. Bu noktada yapmak istediğim, kişilerin bu karşılaştıkları karşısında iyi hissetme içgüdüsüne sahip olmaya konsantre olmalarını sağlamaktır.

İnsanlar kendilerini iyi hissettiklerinde iyi kararlar, kötü hissettiklerinde kötü kararlar verirler. NHR sürecinin amacı, iyi kararlar ve kötü kararları ayırt edebilmek, kötü kararları tercih etmeme konusunda bir bilinç geliştirmektir.

NHR açısından bakacak olursak, başarmanın imkansız olduğu bir şeyi başarmanın sırrı nerede yatıyor?

Zor diye bir şey yoktur. Gözümüze zor olarak görünen şeyler, kendini iyi hisseden bir insanın varlığı karşısında kolaylaşır. En önemli soru, ne kadar keyif alacağın, ne kadar coşku duyacağın ve ne kadar başarılı olacağındır. Çünkü eğer kendini doğru ruh durumunda tutmayı becerirse, insanoğlunun başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Önemli olan, ruhunu programlamayı bilmektir. O, en yüksek dağa tırmanır, aya ulaşır; daha önce imkansız sanılan pek çok şeyi gerçekleştirir. Ve bir şeyi o ana kadar başaramamamız, o andan sonra da başaramayacağımız anlamına gelmez. Bu, senin kendi kendinle kurduğun fiziksel, zihinsel ve bir ölçüde spiritüel bağı yeniden dizayn etmen, yeniden tasarlamanla bağlantılıdır.

Tamamlayıcı Tıp Derneği’nin çalışmalarınızla yakından ilgilendiğini biliyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hepimiz diğer insanlarla iletişim kurarken farkında olmadan hipnotik yöntemi kullanırız. Hipnotik süreç, dilin doğal işlevi dahilindedir. Kastettiğim, saati sağa sola sallamak değil; keşişler ve yogiler gibi düşünce gücünü kontrol etme yeteneğidir.
Doktor şüphesiz bir sağlık sorunumuz olduğunda kapısını çalacağımız ilk kişi olmalı; ancak yüzde yüz sonuç alacağız diye bir garanti yok. Akupunktur yaklaşık binlerce yıldır uygulanıyor ve insanlar bu yöntemi ilaçlara ilave olarak kullanmayı öğrendi. Bence, doktorlar ve alternatif tıp uygulayıcıları işbirliği içinde çalışmalı. Örneğin, doktorlar, hastalarını aldıkları ilaçlara ek olarak aktarlara yönlendirir, otların nasıl kullanılacağına dair bilgi verirlerse; hastaların kendi başlarına hareket etmesi önlenmiş, tedavi sürecinden maksimum yarar sağlanmış olur.

Alternatif tıp dahilinde yapacağınız en ufak bir uygulama bile sağlığınız için inanılmaz faydalar sağlayabilir. Mesela by-pass ameliyatı geçirmiş bir hasta, alternatif tıp doğrultusunda bazı basit egzersizler yapmalı ve doğru nefes almayı öğrenmelidir. Bir hipnotik gelişim gösterdiyseniz, siz de insanlara sağlıklı yaşam hakkında, doğru ilaçları saatinde alma ve iğne olmayı unutmamaları konusunda tavsiyeler verebilirsiniz. Böylece bilimsel tıp ve alternatif tıp karşılıklı olarak birbirini desteklemiş olur.

Bu yönde yapmak istediğim, insanları değiştirmek değil sadece kendilerini keşfetmelerini sağlamaktır. Nelerin iletişiminizde etkili olduğunu fark etmeye çalışın, böylece ses tonunuzu insanların hatırlayacağı oranda çeşitlendirme şansınız olur. Bu, tıp doktorlarının ihtiyaç duyduğu şeydir. Hastalar zihinsel bakımdan rahatken bir tıp doktoru neleri yiyip neleri yememesi, nasıl bir program uygulaması gerektiği konusunda hastayı çok daha kolay bir şekilde yönlendirir. Zayıflaması gereken ancak buna zihinsel olarak kendini adapte edememiş bir kişi, yüzlerce diyet denese de zayıflamayı başaramaz. Çünkü zihninin kabul etmediği bir şeyi bedeninin kabul etmesi güçtür. Bu durumda başarmamız gereken şey, davranışlarımızı, buna bağlı olarak da zihnimizi nasıl kontrol etmemiz gerektiğini öğrenmektir.

Not: Bu röportaj 28 Temmuz 2000 tarihinde Los Angeles’te yapılmıştır. Röportajı yapan; Matrix Essential Training Alliance‘tan Kate Benson.