Çift Yarık Deneyi
(Eğer bu yazı size çok karışık gelirse, direk sondaki videoyu da izleyebilirsiniz.)
Bilim adamları uzun yıllardır maddelerin nasıl hareket ettiğini incelemişlerdir. Bu incelemelerden en meşhuru Çift Yarık deneyidir. Bu deneyin küçük bir versiyonunu isterseniz siz de evde deneyebilirsiniz. Örneğin; elimize tek yarıklı bir materyal alalım ve üzerine tuz dökelim. Materyalin yarık olan kısmından dökülen tuz zeminde bize tek şerit olarak görünür. Aynı işlemi çift yarıklı bir materyalde yaptığımızda bu seferde zeminde çift şeritli tuz görürüz. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi.
Aynı işlemi bilim adamları dalgalar üzerinde yaptığında sonuç nasıl çıkıyor şimdi de bundan bahsedeyim.
Dalgalı bir suya tek yarıklı materyali koyduğumuz zaman yarıktan geçen dalga karşı zemine çarptığında dalganın en yüksek kısmı bize tek şeridi gösteriyor. Aynı işlem çift yarıklı materyalden yapıldığında ise durum çok farklıdır. Her iki yarıktan geçen su dalgaları çıkış noktasından sonra birbirlerine çarpıyor yani bir dalganın tepesi diğer dalganın dibiyle çarpışıyor. Karşı zeminde bizim gördüğümüz ise Girişme modeli denilen çok şeritli görüntüdür.
Şimdiye kadar maddenin (tuz) ve dalganın çift yarık deneyindeki sonuçlarını öğrendik.
Peki bu deneylerin kuantumla ne ilgisi var diye sorarsanız size öncelikle Albert Einstein ?in söylediği bir sözü yazmak isterim..
?Alan? parçacığı yöneten yegane birimdir..
Kuantum bilindiği üzere atom altı parçacıkları inceliyor, elektron gibi. Bilim adamları çift yarık deneyini elektronlar üzerinde uyguladıklarında çok farklı sonuçlar elde etmişlerdir. Elektronlar, tek yarıktan geçirildiğinde tek şerit oluşturuyor, madde deneyinde olduğu gibi. Fakat çift yarık deneyinde ise Girişme modeli oluşturuyor, dalga deneyinde olduğu gibi.
Nasıl olurda madde parçacığı Girişme modeli gösterir? Birazdan hem bu sorunun hem de Albert Einstein? in neden bu sözü söylediğini anlatacağım..
Yapılan deneylerde elektronlar tek yarık deneyinde tek şerit oluşturuyor dedik ve çift yarık deneyinde girişme modeli oluşturduğunu söyledik. Bu sonuç karşısında şaşkınlık yaşayan fizikçiler deneyi daha iyi gözlemlemek için yarıkların olduğu materyalin önüne elektronik göz yerleştirmişlerdir. işte bu durum, bilimin kırılma noktasıdır, çünkü elektronlar çift yarık deneyinde gözlemci (elektronik göz) olduğunda zeminde çift şerit oluştururken, gözlemci olmadığında Girişme modeli (çok şeritli) oluşturmaktadır.
Bu durumun altını çizmek istiyorum tekrar, elektronlar tek yarık deneyinde tek şerit, çift yarık deneyinde ise eğer gözlemci varsa çift şerit, gözlemci yoksa Girişme modeli denen çok şeritli görüntü oluşturuyor. Girişme modeline göre elektronlar; ya yarıktan geçmiyor, ya ikiye bölünüp her iki yarıktan geçiyor, ya da birbirlerine çarpıp parçalanıyor ve bu modeli oluşturuyorlardı.
Fizikçiler; ?Maddenin özelliğini nihai olarak ?alan? belirler, der
Albert Einstein; ?Alan? parçacığı yöneten yegane birimdir, der
Veriler gösteriyor ki ?nesne? denilen şey aslında ?orada? diye adlandırdıklarımız.
Ona nasıl ve neyle baktığımıza göre, gözlediğimiz şeyin özelliği şekil değiştiriyor, bu durumda bize bakmadığımızda her şeyin olası ama baktığımızda olayın tek bir olasılığa indiğini gösteriyor.
Akif says:
nasil bakarsaniz oyle gorursunuz sozu burdan geliyor sanirsam :) cok aydinlatici bilgi de insan dusununce biraz daha ileri gidince cok karisiyor kafa yeme noktasina gelebiliyor. cunku butun paradigmalar yerle bir oluyor.
10 Ağustos 2013 — 01:19
Muhammed AYDIN says:
Çok etkileyici bir deney. Bitkilerin dış dünyadan gelen uyarılara tepki verdiğini biliyordum ama bu beni ikinci defa şaşırtan olaydı. İlkinde iyi ve kötü söz söylenen su damlacıklarının aldığı şekillerin mikron düzeyinde fotoğrafını çeken Japon bilim insanına hayret etmiştim…
30 Ekim 2013 — 22:49