Evvelki blogumun başlığı, ‘Başkası olma kendin ol! Böyle çok daha güzelsin‘ idi. Bu sözü Tarkan‘ın şarkısından da hatırlarsınız. Bu yazdığım bir espri değildi, buna gerçekten inanıyorum.
Kendin olmak nedir?
Kendin olmak özgür olmaktır,
Kendin olmak içindeki mavi kuşun çıkmasına izin vermektir.
Örnek aldığınız kişilere bakın,
Duvarlarınıza posterlerini astığınız kişilere bakın,
İmrendiğiniz kişilere bakın,
Ortak bir şey göreceksiniz,
Onlar ‘Kendi Olmayı’ becerebilmişler.
Onlar içlerindeki mavi kuşun çıkmasına izin vermişler.
Dünyadaki en zor, ama en güzel şeydir kendin olmak.
71 yaşındak John Nestfor şöyle diyor;
“Tüm ömrüm boyunca başkalarının istediği gibi biri oldum. Ne için? Toplumdan kabul görmek için, aç kalmamak için, iş bulmak için, onun için bunun için… Ne oldu? Hiç bir şey… Gençliğimi geri verseler ilk yapacağım şey, kendim olmak. Sonucu ne olursa olsun…”
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
kal, diyorum ona, kimsenin
seni görmesine izin veremem.
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boğuyorum,
fahişeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduğunu.
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
yat lan aşağı, diyorum ona,
ocağıma incir dikmek mi
niyetin? Avrupa?daki kitap
satışlarını sabote etmek mi?
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduğunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve insanı ağlatacak kadar
güzel, ama ben
ağlamam, ya
siz?
İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti. Söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Ünlem işaretini kaybetti bir gün de: Sevincini, öfkesini, tüm duygularını yitirdi.
Soru işaretini kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı.
Yaşamının sonuna geldiğinde elinde yalnızca tırnak işareti kalmıştı; “içinde de başkalarının düşüncesi vardı yalnızca”.
B. Fidan says:
Farkındalık dolu, çok hoş bir yazı
01 Eylül 2009 — 08:34
Zehra T. says:
Harika bir, harika bir şiir paylaştığın için teşekkürler.
O mavi kuşu insanlardan saklamamak ve dışarıya özgürleşmesi için bırakmak, bir insanın hayatını çoşkulu ve neşeli yaşaması için gerekli olan en büyük şeydir. Kendin gibi olmak ve rahat davranmak da özgürleşmektir.
01 Eylül 2009 — 10:10
Dark Angel says:
Bunu şimdiden farketmek harika bir şey. teşekkürler yazdığınız için
01 Eylül 2009 — 10:29
Serap GÜVEN. says:
Teşekkürler…Şiiri ilk kez okudum,çok anlamlıydı gerçekten.Tüm insanların böyle olması,doğallıkları ve kendi farkındalıklarını ortaya çıkarmaları olması gereken.Sonra zaten dünya tümüyle daha farklı olmaz mı? Ayrıca bugün ”Dünya Barış Günü”… Bu günün anlamını bulması dileğiyle.
01 Eylül 2009 — 10:43
Aysun says:
Kesinlikle katılıyorum. Ayrıca şiire bayıldımm
01 Eylül 2009 — 13:46
nail naci says:
istesekte içimizde ki mavi kuşu çıkartamayız…. çünki ; çıktığı an onu avlarlar…
01 Eylül 2009 — 14:23
bahar says:
gerçekten harika bir şiir içimizdeki kuşun uçma vaktide gelmiştir …
01 Eylül 2009 — 16:52
Janset - says:
ne kadar da güzel bir şiir.
ayrıca dedikleriniz çok doğru, katılıyorum size
01 Eylül 2009 — 17:44
şahika says:
çok güzel bir şiir,içimizdeki sesi duyabilmek çabamız hep devam ediyor ve etmeli taki o sesi tam olarak anlayana dek….
01 Eylül 2009 — 18:04
yaprak says:
yazı gönlümüze göre ama,,,aması var işte kaç yaşına gelmişiz mavi kuş hala içimizde ve ölene kadarda orda kalıcak..neden derseniz yanıt belli,kuralları olan bir toplumda yaşıyoruz rahat yaşamak ,,dikkat çekmemek ,,kötü algılanmamak için..yapabilene ne mutlu..
01 Eylül 2009 — 18:09
NEVZAT says:
Bende çoğu konuda mavi kuşun çıkmasına izin veririm,başkalarına yaranma gibi bir kaygım olmaz,eşimle çoğu zaman ters düşmemize rağmen.
01 Eylül 2009 — 20:14
CAÇ says:
ey mavi kuş, senin adının mavi kuş olduğunu yeni öğrendim, senin adını öğrenene kadar çok acı çektim, senin adını gönül dostlarından öğrendim.Belki sanal dı o gönül dostları, ama onlardan feyiz aldığım kadar ve okuduğum kitaplar kadar hiçbir şeyden feyz almadım.
merhaba içimde ki ben…
kendime sevgiler..
artık korku yok..
artık sadece ben varım :))
teşekkürler paylaşım çok güzel…
01 Eylül 2009 — 20:20
türkan says:
MÜKEMMELLLLLLLL….
İnsanı ne güzel anlatıyor…
01 Eylül 2009 — 23:28
tbt says:
Bukowski imiş dostlar şiirin sahibi.Şaşırmadım.Böyle deli dizeler tanıdık geldi zaten.
02 Eylül 2009 — 00:18
YILDIZ YILDIRIM says:
KENDİN OLMAK İÇİN ÖNCE KENDİNİ TANIMAN GEREKMİYOR MU.BİZİM TOPLUMUMUZ GİBİ KATI TABULARI OLAN,O AYIP BU GÜNAH TELKİNLERİYLE BÜYÜYEN BİR ÇOCUK KENDİNİ NE KADAR TANIYABİLİR Kİ.NE İSTEDİĞİN FARKINDALIĞINA VARDIĞINDA İSE GEÇMİŞ OLSUN.GERİ DÖNÜLMEZ YOLDADIR HERHALDE.
02 Eylül 2009 — 16:44
Aykut says:
İzin vereceğim bir gün, inanıyorum buna
02 Eylül 2009 — 19:11
Buket says:
Kendi hırslarımız, kendi dünyevi çıkarlarımız uğruna hapsettiğimiz mavi kuşumuzu ne yazık ki ölmeye yakın hatırlıyor ve hayıflanıyoruz. Maddiyattan sıyrılıp maneviyata yöneldiğimizde kuş özgürdür. Adına FARKINDALIK diyorlar son zamanlarda.. Artık havasını bile para ile satacakları dünyanın güzelliklerinin canına okuduk. Sadece para kazanma derdine düştük. Artık bir üniversite değil iki üniversite bitirme peşindeyiz. İki lisan değil 3-4 lisan peşindeyiz. Kendimizi olduğumuz gibi göstersek iş başvurumuz kabul görür mü acaba? Kuş derinlerde hem de çooook derinlerde hapis arkadaşlar.. Geceleri çıkarabilenlere bile bravo derim ben..
Sevgiyle, hoşça kalın……….
02 Eylül 2009 — 23:48
nur says:
Bir süredir kendimi öyle kapatmıştımki, yazılarınızı okumamın bana neler kattığını
tahmin bile edemezsiniz. artık içimdeki sese kulak veriyorum.
çokk teşekkür ederimm. sevgiyle kalın
03 Eylül 2009 — 16:30
ahmet says:
kendini bilmek, kendini bulmak ve kendin olmak, bütün toplumsal maskelerden kurtulup özgün ve doğal yaşamak, işte hedefim bu, farkındalık dolu yazınız için teşekkürler..
03 Eylül 2009 — 16:41
didem says:
çok güzel bi paylaşım aynı diğerleri gibi teşekkürler
03 Eylül 2009 — 19:35
Ceren says:
çok teşekkürler harikasınız
03 Eylül 2009 — 23:03
nenharma says:
kendini bulmak ve bilmek…kendin olmak.çok teşekkür:)
04 Eylül 2009 — 13:02
Hülya says:
O Mavi Kuşu gökyüzünün mavisinde özgürce uçurmak dileğiyle…
05 Eylül 2009 — 13:44
K.Can Vurkır says:
Charles Bukowski’nin yaşam felsefesine hayranlık duymuşumdur. Bizde de nice benzer yazarlar vardır. Bu şiirinde de mavi kuşun bastırıldığını belirttiği bütün alışkanlarını hayatından hiç ayırmamış. Bukowski için hazırlanmış bir belgesel var izlemenizi tavsiye ederim.
“Bukowski Born into This – http://www.imdb.com/title/tt0342150/”
?içinde de başkalarının düşüncesi vardı yalnızca? Belgeselde mottomuz bu olabilir !
05 Eylül 2009 — 17:13
Ipek Yaprak says:
Herkesin tüm mutluluklara izin vermesi dileğiyle..Çok içten bi paylaşım.
08 Eylül 2009 — 00:37
Adem Göksugüzel says:
Ben de içimdeki mavi kuşun çıkmasına izin verenlerdenim.
08 Eylül 2009 — 07:50
Fırat Duman says:
kendimden parçalar buldum yazınızda çok teşekkürler
12 Eylül 2009 — 16:53
yusuf altın says:
herkesin içindeki mavi kuşu özgür bırakması dileğiyle.tabi benimde
16 Eylül 2009 — 12:42
Ali says:
teşekkürler
31 Ekim 2009 — 16:14
neşe says:
O kadar çok dış etki var ki kuşu o kafese hapseden.Paranoyak aileler, iş verenler vs vs.Fabrika üretimi insanlar olduk nerdeyse.Çoğunluğun hayali aynı.Çok para, sağlık, mutluluk, emeklilik hayalleri…İnsanın amacı olmalı o kuşu çıkarmak için.Çok çok uzakta bile olsa hayali olmalı.Çırpınmalı… O kuşun kanadı olmalı insan…Yoksa ben şunu yapmak istiyorum demeyle yapılmıyor malesef..Kendine ve çevresine kanıtlamalı ki isteğini ,o kuş kanat çırpsın hayallere….
30 Kasım 2009 — 12:22
celil says:
“Mavi kuş mu benim içimde, ben bir kuştum da maviye mi boyadılar anlayabilenlerden değilim. Ama var bi yerlerde bir mavi kuş.. Eminim..
30 Aralık 2009 — 20:21
gülşen says:
neden kuşun rengini mavi seçmiş.mavi renk sonsuzluğu ve özgürlüğü temsil ettiği içinmi acaba.bence mavi kuşun dışarı çıkmasına izin vereceksen onu dışarda koruyacak güce sahip olman gerekiyor.yoksa yaşadığın sadece hayal kırıklığı ve dışlanma olur.yani çevrene neyi niye yaptığını anlatmalı ve yadırganmamalısın…
13 Ocak 2010 — 12:59
Figen says:
harika
01 Mart 2010 — 12:28
esra says:
mavi kuşu hiç unutmayacağım
29 Mart 2010 — 10:42
lale says:
Kendin olmak için savaş verdiğinde bir insan kayıplara da uğrayacaktır bunu inkar edemeyiz asıl olan kendimiz olmanın gücünü kullanabilmek ve sonucundaki olaylara karşı dirençli olabilmektir kendin olmak.
Yaşamaya kısıtlamalar vuran şekillere bürünüyoruz ister istemez, teksen böyle, birçoksan veya sevgiyi paylaşacağın önemli insan varsa bütünüyle kendin olabilme şansını da yakalarsın buda yine karşındakilerden birilerininde kendisi olmasıyla meydana gelir bu gerçekleşmezse bilede tercihim yine kendim olmamdır.
Teşekkürler Mengüç….bana bu sanal yerde hatırlattığınız için kendim olmayı….
01 Nisan 2010 — 11:21
zatürrika says:
mavi kuşlar size teşekkür eder:) sevgiyle kalın…
25 Aralık 2010 — 21:14
Bylonk says:
Çok güzel bir yazı olmuş :) Her insan sevgiyi hak eder :
http://www.facebook.com/#!/home.php?sk=group_173038359394934&ap=1
06 Nisan 2011 — 20:22