Merhaba Eylül. Ne çabuk da 8 ay geçmiş, halbuki yılbaşına girdiğimiz gün daha dün gibi. Bugün seni gün doğumunda ney üfleyerek karşılamak istedim.
Sen sonbahar habercisisin, hüznün ve neşenin iç içe geçtiği bir mevsim sonbahar. Aşıkların mevsimi, hüznün mevsimi. Öyle dememiş midir Şems; “Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara, yandık yakıldık ama hüzünden yana asla yakınmadık…”
Bazen gözlerin ağlaması, ruhun gülmesidir. 2020’nin hüznünü epey çektik, umarım neşesini yaşama fırsatı da doğar tüm insanlığa…
Zaman en değerlimiz, nerede tükettiğimizi ve kime hediye ettiğimizi unutmayalım lütfen… Ve ertelemeyelim mutlulukları, çünkü ertelediğimiz şey mutluluk olduğunda kaybettiğimiz koca bir ömür oluyor…
Hoşgeldin Eylül!
Fotoğraflar: Dionysos Village Hotel – Kumlubük | Marmaris
Meliha konyalıoğlu says:
Gözlerin ağlaması ve ruhumuzun gülmesi ne kadar da anlamlı bir söz acılar sıkıntılar zorluklar hepimizi üzüyor ve derinden etkiliyor gözlerimizden yaşlar süzülürken üzüntülerin sıkıntıların sonucunda ruhumuz besleniyor aslında ruhumuz beslendikçe biz biz oluyoruz ve hayatta yaşadığımız zorluklar bizi olduğumuz ve yahut olmak istediğimiz yere getiriyor zorluklar karşışında asıl olan duruşumuZ tavrımız değil midir mücadele ruhumuzun bitmemesi değil midir eğer her şey sorunsuz olsaydı ruhumuzu besleyip kendimizi geliştirebilirmiydik acılar insanları olgunlaştırır sorunsuz tekdüze olsaydı herşey bizden bişey kalmazdı geriye önemli olan şükredecek binlerce sebepten birkaçını bulup farkedebilmek değil midir hayat akıp giderken yaşadığın anın tadını çıkarıp yaşamı acısıyla tatlısıyla kabullenip hayatı yaşamayı insanları kısaca herşeyi herkesi sevebilme koşulsuz sevgiyi bulabilmektir iç huzurunu ve kendini kendi iç sesine kulak vermektir . Blogunuzda bu eylül ayı için yazdığınız yazıyı görünce benim de içimden bu satırları yazmak geldi ?
07 Eylül 2020 — 02:10