Hele şu okul bitsin aşk sonra,
hele bir ev alalım tatil de yaparız inşallah,
hele bir işler hafiflesin annemi arayacağım…
Hep bir sonrasına ertelenen ‘hayat’lar.
Yıllar sonra geriye dönüp bakıldığında keşkelerle başlayan cümleler. Ama maalesef hayatın geri dönüşüm kutusu yok. Sahip olduğumuz tek zaman dilimi ‘an‘dır ve hayat bu ‘an‘ların toplamı.
Hedeflerinize ulaşmak için soluksuz çalışırken, çocuğunuzun ilk adım atışını göremeyebilirsiniz, telefonun ucunda hasretle sizin aramanızı bekleyen anne ya da babanızı aramak için artık müsait olduğunuzda çok geç olabilir… Güzel bir güne sağlıkla uyandığınız zamanlar, yıpranmış bedeninizin isyanıyla mazide kalırken sahip olduklarınız sizi gerçekten de ‘mutlu’ etmiş olacak mı?
Hayatın her anında mutluluğu yakalayabilmektir aslolan… Küçük bir çocuğun kahkasında, yaşlı birine yardım ettiğinizde, birinin gülümsemesine neden olduğunuzda, denizin mavisinde, kuşun ötüşünde, baktığın her yerde her ‘an’ da seninledir mutluluk… Sen onu ötelersen ileriye, aslında hep yanında olduğunu göremeden tüketirsin koca bir ömrü….
Bir kasabada küçük bir kedi yaşarmış. Küçük kedi sabah erkenden kalkar, akşam karanlığına kadar kuyruğunu yakalamaya çalışırmış. Ve tabi ki kuyruğunu yakalayamazmış. Etrafında fırıldak gibi dönermiş. Küçük kedinin halini gören büyük bir kedi, küçük kediye ‘ne yapıyorsun?’ diye sormuş.
‘Nedir senin bu halin sabahtan akşama kadar etrafında dönüyorsun?’
Küçük kedi cevap vermiş: ‘Kuyruğumu yakalamaya çalışıyorum.’
Büyük kedi: ‘Yakalasan ne olacak ki?’
Küçük kedi cevap vermiş: ‘Mutluluğu yakalayacağımı söylediler.’
Büyük Kedi: ‘Yakalayamazsın, biz de senin yaşındayken mutluluğu yakalamak için kuyruğumuzu çok yakalamaya çalıştık ama?’
Küçük kedi: ‘Yakaladınız mı peki? Büyük kedi cevap vermiş: ‘Hayır’
Küçük kedi: ‘Peki ne yaptınız?’
Büyük kedi cevap vermiş: ‘Ben gittim, kuyruğum arkamdan geldi?’
Teşekkürler Handan Önder