Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Kategori: İnsan Zihninin Gücü (page 2 of 2)

Noetik Bilim ve Noetik Bilimler Enstitüsü

Çocukluğum insan potansiyelini keşfetmekle geçti, şimdi de değişen bir şey yok, hala araştırıyor, keşfediyorum. Son zamanlarda adını daha sık duymaya başladığımız Noetik Bilim insan potansiyeli konusunda sıkı çalışmalar yürütmektedir. Aşağıda size Noetik Bilim ve Noetik Bilimler Enstitüsü hakkında bazı bilgiler paylaşacağım.

Bu konuda benim bildiğim Türkçe’ye çevrilmiş en iyi kitap McTaggart’ın Intention Experiment (Niyet Deneyi) kitabıdır. Bu konuda daha fazla bilgiye sahip olmak isteyen herkese kitabı tavsiye ediyorum.

Neotik: Eski Yunanca’da ‘algılamak’, ‘anlamak’ ya da ‘kavramak’ anlamına gelen noetikos’tan (nottos) türetilmiş sözcük. İlkçağ Yunan felsefesinde, duyular ya da deneyle değil de yalnızca akıl yoluyla kavranılan bilgi türü için kullanılan genel bir terimdir. Felsefe Sözlüğü- A.Baki Güçlü; Erkan Uzun; Serkan Uzun; Ü.Hüsrev Yoksal-Bilim ve Sanat Yayınları

Noetik Bilimler Enstitüsü (Institute of Noetic Sciences)

1973 yılında eski astronot Edgar Mitchel ve sanayici Paul N. Temple tarafından insan potansiyelinin sınırlarını araştırmak için kurulmuştur. Enstitünün programı “insan kapasitesinin genişletilmesi”, “entegre sağlık ve tedavi” ve yenidünya görüşlerinin ortaya çıkmasını içermektedir. Ayrıca araştırmalar, spontane meditasyon, bilinçlilik, alternatif tedavi ve hastalık belirtilerinin azalması konularını da içermektedir.

Mistisizm, insan potansiyeli, parapsikolojik beceriler ve beden ölümünden sonra bilincin hayatta kalması gibi konuları da içermektedir.


Enstitünün adı Yunan nous, yani akıl kelimesinden alınmıştır.

Enstitü üç ayda bir Shift: At the Frontiers of Consciousness (Değişim: Bilincin Sınırlarında) adlı bir dergi yayımlamaktadır.

Web sayfasında bilgiye göre 35.000 abonesi vardır. Merkezi Kaliforniya Petalum‘da olan organizasyon 80 dönümlük bir arazi üzerinde kurulmuştur.  Kampüste ofisler, araştırma labaratuvarları ve dinlenme merkezleri vardır.

Kaliforniya’daki Noetik bilimler Enstitüsü Haziran 2009 da zihnin tüm çevreyi ve içindekileri etkilediğini buna suyun da dahil olduğunu kantılayan çok bulgular bulunduğunu duyurdu.

Düşüncelerin suya etkisini inceleyen Japon bilim adamı Masaru Emoto bu konuda çok yankı bulacak çalışmalar yapan ve dünyaya duyuran biridir.

Dr. Masaru Emoto‘nun gözlem ve incelemelerine göre suya karşı söylenmiş olumlu duygulu sözler su donduğunda oluşan kristallerin daha da güzel oluşmasını sağlıyor.

Dr. Dean Radin, Emoto’nun deneylerini daha sıkı kontrollü ve objektif deneylerle test etti ve çalışmalarını hakemli dergi Explorer’da yayınladı.

Ardından ikinci iddialı bir deney daha yapıldı ve yine hakemli bir dergi olan Journal of Scientific Exploration‘da 2008 de yayınlandı ve bu deney önceki gibi Emoto‘yu doğrular niteliktedir.


Kanseri Yenen ve Dünyanın En Büyük Bisikletçisi Olan Adam: Lance Armstrong

Sık sık hem kendime hem eğitim verdiğim veya sohbet ettiğim insanlara şunu hatırlatırım; ‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’ İşte bu sözü kanıtlayan öyle olağanüstü bir insan var ki onun hikayesini sizinle mutlaka paylaşmalıyım.

Adı Lance Armstrong. Amerikalı Bisiklet sporcusu.

1996 yılına kadar bisiklet sporunda bir çok başarı elde etti ama Tour de France’yi bırakın kazanmayı, tamamlayamadı bile, bu da ülkesinde bir hayalkırıklığı yarattı.

1993-95 yılları arasında Team Motorola ile yarışmaya devam eden Armstrong, 1996 yılında ülkesindeki en önemli bisiklet yarışı olan Tour dePont’u kazandı. Ancak Fransa Turu’nu tamamlayamadı ve ülkesindeki Atlanta Olimpiyatları’nda büyük hayal kırıklığı yaşadı.

2 Ekim 1996’da çok acı bir şey öğrendi.  Doktor onun testis kanseri olduğunu yaşama şansının %40 olduğunu söylemişti.

Lance Armstrong bunu öğrendikten sonra yıkılması, çökmesi gerekiyordu, en azından tedavi gördüğü yerdeki diğer insanların psikolojileri bu şekildeydi.

Fakat Armstrong bu olaya başka bir anlam verdi ve kanseri yenmek için inanılmaz bir azimle çalıştı. Ve aylar sonra kanseri tamamıyla yendi ve onun en büyük aşkı olan bisiklet sporuna geri döndü.

Çalıştı, kondisyonunu yükselti, en yüksek moral ve psikolojik seviyedeydi artık ve kendisini 1999 yılındaki Tour de France’ye hazırlıyordu.

Ve o gün geldi. Daha önce tamamlayamadığı Tour de France’yi 1. olarak bitirdi.

2000 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2001 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2002 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2003 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2004 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

2005 yılındaki Tour de France’yi de 1. olarak bitirdi.

Tour de France’yi en çok kazanan dünyanın en büyük bisikletçisi oldu.

Bir gün kendisine sorulan bir soruya şöyle cevap verdi;

“Kanser bana hayatımdaki en büyük hediyeydi.”

En başta yazdığım yazıyı tekrar hatırlatarak yazımı bitirmek istiyorum.

‘Hayatımızı ve geleceğimizi yaşadığımız kötü veya iyi olaylar değil, bizim o olaylara verdiğimiz anlamlar belirler.’