Bilinçaltı Değişimi Sevmez,
Neden sevmez? Çünkü bilinçaltı tutarlı olmayı sever, tutarsızlık en nefret ettiği şeylerden birisidir.
‘İnsan kişiliğindeki en büyük güç, kendi tutarlılığını koruma ihtiyacıdır.‘ Anthony Robbins
Peki neden tutarlılık onun için bu kadar önemli? Bilinçaltına gelen her düşünce onun için bir tohumdur ve bu tohumu büyütmek için kendisine benzer düşüncelerden güç alır.
Para kötüdür sözü bilinçaltınıza kaydolmuşsa, bilinçaltınız bunu beslemek için hep ‘para kötüdür’ ile ilgili kanıtlar arayacaktır. ‘Fakir ama gururluyum’, ‘malım mülküm olacağına huzurum olsun’, ‘para elinin kiridir’ gibi sözler üretecek ve bunlardan güç alacaktır.
Bilinçaltı için iyi ya da kötü yoktur, o sadece tekrarlanan düşünceleri doğru kabul edip, onlar için kanıtlar arar.
Soru: Bilinçaltı için yıllardır inandığı bir şeyi değiştirmek zor mudur?
Cevap: Pek kolay değildir. Göçebe bir hayat yaşadığınızı düşünelim, bir yer buldunuz ve oraya yerleştiniz. İlk önce uzun süren emekler sonucunda bir ev yaptınız, sonra bahçeye domatesler, biberler çeşitli sebzeler ektiniz artık kurulu bir düzeniniz oluştu, her şeyi bu düzene göre ayarladınız. Sonra aniden birisi geldi ve ‘Gidiyoruz, başka bir yerde ev kuracağız’ dedi, ne düşünürsünüz, ilk önce isyan edersiniz değil mi?
İşte bilinçaltı yıllardır koruduğu bir inancı veya düşünceyi, bir çok eylem ve duygu ile bağlantılandırır. Ona göre bu onun hayatta kalması için gerekli bir inaç veya düşüncedir, bu yüzden değişme zamanı geldiğinde buna çok direnir.
Soru: Peki Bilinçaltının bu direncini nasıl kıracağız.
Cevap: Bilinçaltı yavaş ve süreklilk arzeden bir değişime daha az direnir. Hayatımdan bugün alkolü atacağım dediğinde isyan çıkarır ama her gün yarım bardak azaltacağım dediğinde (iradeli olmak kaydıyla) buna ilki kadar direnmez, çünkü çoğu zaman bunun farkında olmaz. (Sigarada durum bu şekilde işlemez, nedenini daha sonra anlatacağım.)
Biz insanlar yavaş değişimlerin farkında pek olmayız. Çocuğumuzun büyüdüğünü, göbeğimizin çıktığını, yavaş yavaş yaşlanmaya başladığımızı farketmeyiz çünkü bu çok yavaş olur.
Tokyo’dan İstanbul’a kalkan bir gemi rotasında 1 santimetre sapma yapsa, o sapmayı 3-4 gün kimse farketmez ama altı ay sonra İstanbul’da olacağına Güney Afrika’ya gitmiş olur. Sadece 1 santimetre bunu yapar.
Bu yüzden bilinçaltının direnci ile karşılaşmadan değişmek istiyorsanız, Büyük düşünün ama küçük adımlarla başlayın.
Ve her gün 1 santimetre ilerleyin, asla aksatmadan…
Her gün 1 santimetre…
BÜYÜK DÜŞÜN, KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLA :)
Bu yazı, genel bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir sağlık tavsiyesi, teşhis veya tedavi önerisi olarak kabul edilmemelidir. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorunu ya da durumuyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçiniz. Bu yazının içeriği, sadece eğitim amaçlı olup, herhangi bir kişisel sağlık durumunuza veya özel ihtiyaçlarınıza yönelik değildir. Bu yazı, teşhir amaçlı değildir ve kişisel durumlarla ilgili herhangi bir tanı içermez.
ismetcan says:
Öğrendim ki Bilinçaltı yaşlı bir çocuk…
05 Kasım 2012 — 21:41
Funda Senyildiz says:
Paylasiminiz icin tesekkur ederim.Belirttiklerinize baska bir acidan da bakmak isterim. 3 Beyin sistemi.Surungen Beyin, Duygusal Beyin ve Gorsel beyin sistemimiz . Degisime direnen ve her seyin ayni kalmasini isteyen Duygusal Beyin sistemimizdir. Omuriligin sonunda ve surungen beyni icine alir. 1 gun icinde zihnimizden gecen 80 000 dusuncenin % 90 dan fazlasi onceki gunle ayni. Bunu saglayan ve degisimlerden kacinan duygusal beyin sistemi. Degisim icin en genc ve biz insanlarin en az kullandigi sistem ise Gorsel Beyin sistemimizdir. Bu sistem sadece insanlarda var. Yaraticilik ve degisimi icin gorsel beynimizi nasil kullanacagiz? “Gercek hayatta olan her sey once dusuncede olusur” gercekliginden hareketle, gelecekte olmasini istedigimiz ” hayaller” imizi pozitif olarak ifade etmek ve ne olmasini istiyorsan onu dusunerek bilincaltina ulastirmak. Boylece odagimizdaki konuyu yani hedefi bizim sadik hizmetkarimiz olan bilincaltina gerceklestirmesi icin gorev veriiriz. Bundan sonra yapmamiz gereken hayalimizi tum detaylari ile bilincaltimizda canli tutarak algilarimizi acmamiz ve kucuk adimlarimizi belirlememiz olacaktir.
LMI kurucusu Paul Meyer in belirttigi gibi bizde kendimizin lideri olmak istiyorsak , Pozitif dusunmek, gelecek odagini netlestirmek ( hedeflerimiz) ve kendimizi harekete gecirmeliyiz.
05 Kasım 2012 — 23:15
Hakan Mengüç says:
Paylaştığınız için teşekkürler Funda hanım.
06 Kasım 2012 — 16:25
Ahmed says:
çok güzel bir paylaşım.Merak ettiğim de ayrı bir konu var.Ben olumlama da yapıyorum.Bilinçaltının değişime ne kadar karşı olduğunu daha değiştirmeyi istediğim bir özelliğimi sadece düşündüğümde vermiş olduğu tepkiden anlamıştım.Bir süre sonra bu olumlamaları tekrar edince ister istemez o manaya ısındı ve değişmek kolay oldu.Bilinçaltı emir kipi olan cümlelerden mi daha çok etkilenir örneğin “sabah erken kalk” diye kesin emir içerenlerden mi yoksa “sabahları erken kalkıyorum” şeklinde olanlardan mı daha çok etkilenir.Teşekkür ediyorum şimdiden.
15 Haziran 2013 — 14:21
Funda Senyildiz says:
Merhaba Ahmet Bey,
Biraz gec bir yanit ancak olumlamalarin simdiki zaman ile yani ” sabah erken kalkiyorum” olarak yapilmasi onemli.
08 Ekim 2013 — 00:36