Bugün biliyoruz ki, görme denilen işlem elektrik sinyallerin göz tarafından yorumlanıp beynimize aktarılmasıdır. Yani görme gözde değil, beyinde olur.
Bir şeyi 5 duyumuzu da katarak canlı bir şekilde hayal edebilirsek, beynimiz bunu gerçekten ‘olmuş’ gibi algılayabilir. Benim ve doktor arkadaşlarımızın sayısız trans çalışması tecrübesi, bende bu fikrin sağlamlaşmasını sağladı.
Eğer bugünkü olumlu olumsuz tüm inançlarımızı beş duyumuzdan gelen veriler aracılığı ile oluşturduysak, güçlü bir imajinasyon çalışması ile olumsuz inançları yok edip, olumlu inançları tekrar oluşturabilme şansımız olur.
Bugüne kadar trans ile yapılan imajinasyon çalışmasını bir çok kişiye yardım etmek için kullandım. Bursa’da 100 metre koşusunda çalıştırdığım bir genç Bursa birincisi olmuştu, imajinasyon çalışmalarıyla destek verdiğim Mustafa Alımcı Karate Dünya Şampiyonu oldu, pek çok kişi doktor tedavisinde devam ettirdiği hastalığını ek olarak bu teknikleri kullanarak çok hızlı yendi.
Bu yazıda göreceğiniz en alttaki video hayal gücü ile kendi kendini iyileştirmiş bir hanımefendinin görüntüsü.
Aynı zamanda kısaca anlattığım bilgilerin bilimsel açıklamalarını da aşağıya video ve yazı olarak ekledim.
Sevgiyle kalın, Hakan.
Beyin gördüğü ile hatırladığı arasındaki farkı asla bilmez. Çünkü aynı sinir ağları ateşlenir. Birlikte ölen sinir ağları birlikte ateşlenir. Birşeyi tekrar etmek hücreleri uzun süre bağlar. Eğer hergün sinirlenir, hergün didinir, hergün acı çeker, mağduriyetinize sebep bulursanız bu ağı tamamen birbirine bağlarsınız. Ağ uzun süreli ilişkidedir ki buna kimlik denir. Bu yüzden stresten uzak durmalıyız. Şunu da biliyoruz ki ateşlenmeyen sinir hücreleri ağdan kopuyor. Kimyasal üretime neden olan düşünce akışını kesince kimyasal destek de kesiliyor ve bağlı sinir hücreleri uzun ilişkilerinden kopuyor.
İmajinasyon ile İyileşme Öyküsü
seher zeliha says:
paylasımınız ıcın tesekkurler
14 Ağustos 2012 — 12:20
Gufran Topoyan says:
Bilgilendirmelerin sayesinde farkındalık yaşıyoruz,tşk. Hakan.
16 Eylül 2012 — 22:45
Ayşegül says:
Evet bu var, buna inanıyor ve işe yaradığını biliyorum.Size ayrıntılı olarak ortaya koyduğunuz için teşekkür ederim.
11 Aralık 2012 — 15:54
aykut gültaş says:
bu tarz paylaşımlar insanüstü güc kavramınının önemini bir kez daha doğruluyor..bunlardan feyz alarak yaşamak hayatın farkında olup zihnimin ve inançlarımın sınırlarını zorlayarak hayattı kavramak mükemmel bir duygu…
bunları ortaya koydugunuz için ayrıca teşekkür ediyorum…
18 Ocak 2013 — 20:57
Hakan Mengüç says:
Sağolun :)
20 Ocak 2013 — 15:41
serik haber says:
Çok güzel bir paylaşım kesinlikle personelleri bu konuda bilgilendirmeliyim Teşekkürler
21 Ağustos 2014 — 20:04
Burak Gürbüzoğlu says:
merhaba hakan bey…ben sizi fazla tanımıyorum yanlızca bu yazınız denk geldi sonra google da aradım sizi ne yaptıĞınızı gördüm..benim burada sizi eleştireceğim konu, sizin yaptığınız iş değil yanlız bu yazı hakkında olacak..
öncelikle beyin gerçek ile hayal arasında bir farklılık görmez diyorsunuz bunun bilimsel hiç bir temeli yok, tabiki bunu felsefi olarak söyleyebilirsiniz.her varlık kendi özünü gösterir yani her varlık kendini anlatır kırmızı sadece kırmızıdır kendini öyle gösterir ama ben kırmızıyım diyemez..ben kırmızıyım demek bir düşüncenin gerceğe ifade olarak yansımasıdır..ifadelerin hiç biri gerçekte olan varlıkları kuşatamaz ayrıca yapılan tanımlar beynin gercege bakarak yaptıgı bir tasarımıdır..ben fiziksel olarak var ım.ve kendimi de düşünebiliyorum..düşündüğüm ben ile gerçek ben aynı şeyler değiliz..düşündüğüm ben gerçeğe bakılarak yapılan bir tasarımdır..BEYNIN TASARIMI…
dış dünyada gördüğümüz şeyler beynimize elektriksel dalgalar halinde geliyor..düşündüğümüzde de aynı şekilde bir elektrik dalgalarının bunu yaptıgı söylüyorsunuz..ilk önce şunu belirtmek isterim dünyada şu anda hiç bir bilim adamı düşüncenin tam olarak ne olduğunu bulamamıştır..siz burada belki iyi bir şeyler yapma peşindesiniz ama yaptıgınız acıklama felsefi olarak yanlış..beyinde elektriksel dalgalar ile görüntüler oluştursun bu fark etmez yinede ,fakat işin felsefi kısmı yanlış bu yüzden yazmak istedim..ben görüyorum değil mi..elektrik dalgaları ile görüyorum…şimdi gördüğüm şeye zıt bir şey hayal ediyorum ve bu hayalde elektriksel bir görüntü…benim hayal ettiğim şey ,ben hayal ettikçe aklımda olacak ve gerçekte olmuyor yada benim gördüğüm şeyi değiştirmiyor..burada gerçekler dış dünyada vardır…ve doğrular ve yanlışlar düşüncede vardırlar….
eğer siz dış dünyada aslında yoktur bunu beyin üretiyor derseniz !!!!!elektiriksel dalgaların oluşturdugu bu görüntüler için bir gerçek-gerçek olmayan kavramları olmamalı.çünkü bir şeye biz gerçek diyebilmemiz için gerçek olamayan bir kavramda olmalı ki bundan bahsedbilelim…evet eger her sey elektiriksel dalga ile olusuyor gercek ve hayal diye bir şey yok ise,ÇÜNKÜ BEN ONLARI AYIRAMIYORUM…yaptığım şu önermenin cevabını sizden bekliyorum…KIRMIZI İLE MAVİ ELEKTİRİKSEL DALGA İLE DÜŞÜNCEDE NE OLDUGUNU BILIYORUZ..BEN KIRIMIZI MAVİDİR ÖNERMESİ VERİYORUM….BU önerme ne olabilir—doğru—yanlış–gerçek—gerçek olmayan hangisi?
bu yazıyı sizin şahsi zatınıza değilde sadece bu yazı için yazdım kimse yanlış anlamasın hakan bey,,bu konu üzerinde sizle konusalım mail adresimi yazdım.selametle
22 Haziran 2015 — 17:30