Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Yazar: Hakan Mengüç (page 22 of 37)

Bir duruma doğmak için bir duruma ölmek lazım

Bir duruma doğmak için, bir duruma ölmek lazım.
Tırtıl tırtıllığını terk ederse eğer kelebek
Tohum tohumluğunu terkederse ağaç,
Civciv yumurtasını terk ederse civciv olur.

Buna adanmak ta denir bazen..

Ünlü kemancı Menuin’e bir gün hayranlarında biri, ‘Sizin gibi keman çalabilmek için hayatımı verirdim’, demiş.
Menuin de ona, ‘İşte aramızdaki fark bu, ben verdim.’ demiş.

Sosyal Kimlik Teorisi

Tarihin en büyük suçlularından biri olan Adolf Hitler’in bizzat halk tarafından verilen oylarla, seçimle iktidara geldiğini biliyor muydunuz?

‘Hitler: Kötülüğün Yükselişi’ film afişi

 

Bilmiyorsanız ‘Hitler: Kötülüğün Yükselişi‘ filmini mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.

Peki insanlar bu kadar kötü birisini neden iktidara getirmiş?

Henri Tajfel – Sosyal Psikolog

 

Bu konudaki önemli bir teori, temelini 2. dünya savaşında savaş mahkumu olan Henri Tajfel‘in yaşadıklarından alır.

1970’lerde yapılan bir dizi deney, daha sonradan sosyal psikolog olan Tajfel’in insanların görünüşte önemsiz nedenler yüzünden soyut gruplara olağanüstü derece bağlılık gösterdiklerini fark etmesini sağlamıştır. Bu nedenler arasında saç rengi, doğum yeri ve hatta deneyi gerçekleştiren  tarafından rastgele o gruba konması bulunmaktadır.

Çocuk Obama’nın saçını merak etmiş, Obama’da ona başını uzatıyor.

Bu, sosyal kimlik teorsidir. Bu grupların lidere ihtiyacı vardır ve Amerikalı psikolog Michael Hogg, 1990’larda grup üyelerinin lider olarak ‘en iyi ve en zeki‘ kişiyi değil, kolayca özdeşleşebilecekleri kişileri seçtiklerini göstermiştir.

Obama’nın halktan tavırları, çocuklarla olan diyalogları, şehrin içinde bulunan restoranlarda yemek yemesi Amerikalıların Obama’yı halktan biri gibi görmesini sağlamaktadır.

En iyi liderler cesur ve karizmatik midir? Hayır, sosyal kimlik teorisi insanların kendi gruplarının en prototipik üyesini takip etme eğiliminde olduğunu söylüyor.

Obama halkın içindek bir restoranda yemek yiyiyor.

Seçkinlerin karar eğilimleri ile halkın karar eğilimleri birbirine paralel olmuyor.

Takipçileriniz gibi görünüp, onlar gibi giyinmeniz, sizi daha popüler bir lider haline getirip onlardan biri olduğunu duygusunu güçlendirir.

Şimdi bu bilgiler ışığında bizim siyasetimizi düşünün…
Şimdi Amerika’yı düşünün..
Şimdi televizyonda en sevilen figüleri düşünün.. (Acun gibi)
Şarkıcılardan en sevilenleri düşünün… (Sezen Aksu gibi..)
Futbolculardan en sevilenleri düşünün… (Sergen gibi…)
Habercilerden en sevilenleri düşünün… (M. Ali Birand gibi)

Türkiye’nin en iyi Türkçe konuşan kişisi haber sunduğunda onu izlemeyiz ama M. Ali Birand’ı hataları ile severiz, çünkü biz de hata yapan, bazen iyi konuşamayan insanlarız. Ve her zaman samimi kişileri severiz. Bu yüzden hafta içi her gün M. Ali Birand Ana Haber reytingde 5. oluyor.

Yorumlarda kendi düşüncülerinizi yazabilirsiniz.

Sevgiyle, Hakan.

(Not: Bu yazıyı M. Ali Birand ölmeden önce yazmıştım. Tahminimden çok daha fazla seviliyormuş. Ben de cenazesindeydim ve inanılmaz bir kalabalık vardı. Birbirine muhalif gazeteciler ordaydı. Cumhurbaşkanından tutun eski başbakanlara kadar oradaydı. Şanlıurfa’nın bir köyünden çelenk gelmişti, Diyanet İşleri Başkanı, Rum Patriği de oradaydı.. Irak Eğitim bakanı ordaydı. Birbirinden nefret eden siyasiler bile onun cenazesindeydi. İşte böyle bir adamdı o, herkesin sevdiği… Ve Kanal D onun öldüğü gün haber yayınlamadı sadece ondan bahsetti. Ve o gün bir haber programı ilk defa reytinglerde 3. oldu, tarihe geçti. Sadece onu izledi Türk halkı. Çünkü o kendi gibi bir adamdı, başkası olmamış kendi olmuştu.)

Ateşte Yürüyüş Semineri – 8 Aralık

8 Aralık Cumartesi günü İstanbul’da 250 kişi ile yine harika bir ateşte yürüyüş semineri gerçekleştirdik.

Saat 13.00’da başlayan programımızda konuk konuşmacılarımız dinledikten sonra saat 16.00 gibi ateşi yaktık. Sonra ben katılımcılara kuralları ve nasıl yürümeleri gerektiğini anlatıp bazı çalışmalar yaptırdım.
Saat 17.30 gibi yürümeye başladık ve etkinliğimiz 19.00 gibi sona erdi.

Neden Ateşte Yürüyüyoruz? Amacımız ne?

Öncelikle her yaptığımız şeyin bir amacı olması gerekmiyor. Bir şeyi amaçsız sırf eğlenmek için de yapabiliriz. Ama bizim bir amacımız vardı, amacımız mental gücümüzü farketmek ve bazı çalışmalarla güçlendirebileceğimizi göstermek onun dışında ise bir şeyi korkmamıza rağmen yapabilmek. Cesaret korkuya rağmen eyleme geçmektir.

İnsanlar o sıcaklığı hissedip, yürüyüp, ayaklarının yanmadığını görünce büyük bir güven kazanıyorlar. Çünkü bugüne kadar bilinçaltınızda hep ateş yakar korkusu var ve siz ateş üstünde yürüyorsunuz ateş yakmıyor. İşte bu bize bilinçaltısal bir değişim sağlıyor.

Paraşütle atlamak daha riskli olmasına rağmen, ateşte yürümek insanları daha çok değiştiriyor ve heyecanlandırıyor.

Bir gün yine bir ateş yürüyüşü seminerinde görüşmek üzere.

Video ve resimlere bakabilirsiniz.

Korumalı: Ders 3

Bu içerik parola ile korunmaktadır. Görmek için lütfen aşağı parolanızı girin:

Çocukların Bilinçaltını Veliler mi şekillendiriyor?

çocukların bilinçaltı

Bilinç dediğimiz yapı (korteks) tam anlamıyla gelişimini onsekiz yaşında tamamlar. Bütün davranışlarımızın, alışkanlıklarımızın kayıtlı olduğu bir oda düşünelim. Doğduğumuzda bu odanın kapısı tamamen açıktır ve içeriye her türlü bilgi girmektedir. Kapı biz büyüdükçe yavaş yavaş kapanmaya başlar.

Çocuklarda oluşan davranışsal bozuklukların en önemli nedenlerinden biri bilinçaltı kapılarının tamamen açık olması ve velilerin bunun farkında olmaması.

Mesela evinizde eşinizle bir kavga etmiş ya da bir arkadaşınıza telefonda küfür etmiş olabilirsiniz. İki gün sonra bu olayı unutursunuz, çünkü bilinçli olarak düşünür, abarttığınızı ya da o an gereksiz öfkelendiğinizin farkına varırsınız. Ama bilinçaltı kapısı tamamen açık olan çocuğunuz o olayı unutmaz ve benzer olaylarda yeni yüklemeler yaparak bunu davranışsal bozukluğu dönüştürür.

Bu yüzden çocuklarınızın yanında davranışlarınıza daha dikkat edin. Onlar sizin kadar bilinçli değiller ve tüm kayıtları bilinçaltına gidiyor.

Bilinçaltı tüm yaşananları koruma amaçlı kaydettiği için, benzer olayda vücudu hemen harekete geçirip tehlike var sinyali vermeye başlıyor. Biriken tehlike sinyalleri bazı arızalara sebep oluyor.

Çocuklar, bizim eserimiz…

Soru: Çocuklar her şeyi kayıt edip tehlike olarak mı algılıyor, o zaman yandık?

Cevap: Herkesten gelen şeyleri değil, otoritelerden (anne-baba-öğretmen) gelenler ve yoğun içerikli duygusal olayları kaydediyor.

Hakan Mengüç – 12 Kasım 2012 – 11:50

(Not: Bu yazılanlar Hakan Mengüç’ün sadece şahsi görüş ve fikirlerini yansıtır. Asla hekim önerisi değildir.)

bilincalti_cocuk

Alışkanlık Değerlendirme Testi

Zihinsel Ders 1

Soru: Değiştirmek istediğim bir davranışım var, geçmişte bazı davranışlarımı kolayca değiştirmiştim bazıları daha zor, şimdi değiştirmek istediğim davranışımın zor mu kolay mı olduğunu nasıl anlayabilirim?

Cevap: Şimdi seninle bir test uygulaması yapacağız, böylece bu davranışı değiştirmenin bilinçaltın açısından kolay mı, zor mu olduğunu anlayacaksın.

Sana bazı sorular soracağım ve bu soruların cevapları ile bazı puanlar alacaksın, sonra hepsini toplayacağız. Sorulara doğru cevap vermelisin.

 

Alışkanlık Değerlendirme Testi

1) Değiştirmek istediğin bu davranışı kaç yıldır sürdürüyorsun?

0-10 yıl ise=1 Puan

10-20 yıl ise=2 Puan

30-40 yıl ise= 3 Puan

40 yıl üstü= 4 Puan

 

2) Bu alışkanlığı seviyor musun?

Evet: 1 Puan

Hayır: 0 Puan

 

3) Bu alışkanlığı değiştirmek istiyormusun, yoksa değiştirmek zorunda olduğun için mi değiştirmek istiyorsun? (Ya da bir zorlama sonucu mu?)

Evet: 2 Puan

Hayır: 0 Puan

 

4) Değiştirebileceğine inanıyor musun?

Evet: 0 Puan

Hayır: 1 Puan

 

5) Bir ila beş puan arasındaki skalada mutluluk dereceden kaç olurdu? (1 mutsuz, 5 çok mutlu)

1-2= 2 Puan

3= 1 Puan

5= Eksi 1 Puan (toplam puandan düşülecek)

 

Test Değerlendirmesi

Puanınız 0-2 arasında ise, değişim sizin kolay olacak.

3-5 arasında ise, değişim için iradenizi de kullanmak zorunda olacaksınız, zaman zaman zorlanacaksınız.

6-8 arasında ise, zorlu bir serüven için kararlı ve iradeli olmalısınız.

8 ve üstü, değişim bir çok yöntemi aynı anda kullanmalı, iradenizi kullanmalı ve tek bir noktaya odaklanmalısınız, aksi takdirde eski alışkanlığa kolayca dönebilirsiniz.

 

Chi, Enerji, Kuantum, Spiritus vs.

Bugün düşüncelerimizin bedenimiz ve zihnimiz üzerindeki etkisini ne kadar önemli olduğunu daha iyi biliyoruz.

Enerji ve buna benzer konuları açıklama konusunda daha fazla doneye sahip oluyoruz.

Eski Çinliler ona chi derlerdi, Romalılar spiritus, Hindular prana, Sufiler bir ben vardır bende benden içeri olarak tanımlamışlardır.

Ateş Yürüyüşü semineri öncesi yaptığım konuşmadan bir kesit;

 

Bilinçaltının Özellikleri – Bilinçaltı Değişimi Sevmez

Bilinçaltı Değişimi Sevmez,

Neden sevmez? Çünkü bilinçaltı tutarlı olmayı sever, tutarsızlık en nefret ettiği şeylerden birisidir.

‘İnsan kişiliğindeki en büyük güç, kendi tutarlılığını koruma ihtiyacıdır.‘ Anthony Robbins

Peki neden tutarlılık onun için bu kadar önemli? Bilinçaltına gelen her düşünce onun için bir tohumdur ve bu tohumu büyütmek için kendisine benzer düşüncelerden güç alır.

Para kötüdür sözü bilinçaltınıza kaydolmuşsa, bilinçaltınız bunu beslemek için hep ‘para kötüdür’ ile ilgili kanıtlar arayacaktır. ‘Fakir ama gururluyum’, ‘malım mülküm olacağına huzurum olsun’, ‘para elinin kiridir’ gibi sözler üretecek ve bunlardan güç alacaktır.

Bilinçaltı için iyi ya da kötü yoktur, o sadece tekrarlanan düşünceleri doğru kabul edip, onlar için kanıtlar arar.

Soru: Bilinçaltı için yıllardır inandığı bir şeyi değiştirmek zor mudur?

Cevap: Pek kolay değildir. Göçebe bir hayat yaşadığınızı düşünelim, bir yer buldunuz ve oraya yerleştiniz. İlk önce uzun süren emekler sonucunda bir ev yaptınız, sonra bahçeye domatesler, biberler çeşitli sebzeler ektiniz artık kurulu bir düzeniniz oluştu, her şeyi  bu düzene göre ayarladınız. Sonra aniden birisi geldi ve ‘Gidiyoruz, başka bir yerde ev kuracağız’ dedi, ne düşünürsünüz, ilk önce isyan edersiniz değil mi?

İşte bilinçaltı yıllardır koruduğu bir inancı veya düşünceyi, bir çok eylem ve duygu ile bağlantılandırır. Ona göre bu onun hayatta kalması için gerekli bir inaç veya düşüncedir, bu yüzden değişme zamanı geldiğinde buna çok direnir.

Soru: Peki Bilinçaltının bu direncini nasıl kıracağız.

Cevap: Bilinçaltı yavaş ve süreklilk arzeden bir değişime daha az direnir. Hayatımdan bugün alkolü atacağım dediğinde isyan çıkarır ama her gün yarım bardak azaltacağım dediğinde (iradeli olmak kaydıyla) buna ilki kadar direnmez, çünkü çoğu zaman bunun farkında olmaz. (Sigarada durum bu şekilde işlemez, nedenini daha sonra anlatacağım.)

Biz insanlar yavaş değişimlerin farkında pek olmayız. Çocuğumuzun büyüdüğünü, göbeğimizin çıktığını, yavaş yavaş yaşlanmaya başladığımızı farketmeyiz çünkü bu çok yavaş olur.

Tokyo’dan İstanbul’a kalkan bir gemi rotasında 1 santimetre sapma yapsa, o sapmayı 3-4 gün kimse farketmez ama altı ay sonra İstanbul’da olacağına Güney Afrika’ya gitmiş olur. Sadece 1 santimetre bunu yapar.

Bu yüzden bilinçaltının direnci ile karşılaşmadan değişmek istiyorsanız, Büyük düşünün ama küçük adımlarla başlayın.

Ve her gün 1 santimetre ilerleyin, asla aksatmadan…

Her gün 1 santimetre…

BÜYÜK DÜŞÜN, KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLA :)

Bu yazı, genel bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir sağlık tavsiyesi, teşhis veya tedavi önerisi olarak kabul edilmemelidir. Sunulan bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorunu ya da durumuyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçiniz. Bu yazının içeriği, sadece eğitim amaçlı olup, herhangi bir kişisel sağlık durumunuza veya özel ihtiyaçlarınıza yönelik değildir. Bu yazı, teşhir amaçlı değildir ve kişisel durumlarla ilgili herhangi bir tanı içermez.

Gangnam Style’in Etkisi

Park Jae-Sang, Güney Koreli şarkı ve söz yazarı.
Gangnam Style şarkısı ile ile tüm dünyada fenomen haline geldi.

Youtube’da en çok beğenilen şarkı olarak Guiness Rekorlar kitabına girmiş.
6 Ekim 2012 itibari ile videosu Youtube’da 381 milyon kişi tarafından izlenmiş.

 

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bir müzisyenin yarattığı bir farklılık tüm dünyada inanılmaz bir karşılık görebiliyor.

Ben aşağıdaki videoyu izledikten sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim, siz de bir göz atın derim.