Bu yazıyı bir seminer sonrası sorulan soru üzerine yazdım.
İnsanlar başarıyı genellikle çalışmaya, zekaya, aynı yolda tutarlı bir şekilde yürümeye yormuyorlar da, sürekli kişilerin arkasındaki güçlere yoruyorlar. Kişilerin arkasında elbette bir güç oluyor ama bu güç onlar çalıştıkları, zeki oldukları ve tutarlı bir şekilde aynı yönde ilerledikleri için arkalarında oluyor. Unutmayın, önce olmak, sonra sahip olmak lazım.
Acun Ilıcalı’yı savunmak gibi bir amacım yok fakat Amerika’lı bir adamın başarısı üzerine örneklendirme yapmaktansa kendi kültürümüzden biri üzerine örnek vermeyi her zaman tercih ederim.
Acun Neden Başardı?
1) Bildiği İşi Yapıyor.
Başarının en önemli sırrı işinde çok iyi olmak ve bu da gerçekten çok sıkı çalışma sonucunda oluşan bir şey. İnsanlar 20 yaşında yeni bir meslek seçiyor ve bu işte ustalaşmaları en az 10 yıl alıyor. Bir de alan değiştirirlerse bu süre gittikçe uzuyor. Ama başarılı olmuş, efsane olmuş kişilere baktığımızda şu anda yaptıkları işin ta çocukluktan itibaren ilgi alanları olduğu işler olduğunu görüyoruz. 20 yaşında değil 7 yaşında antremana başlıyorlar.
Acun Ilıcalı da hayatta en sevdiği şeyin ‘oyun, futbol oynamak, playstation oynamak, king oynamak, arkadaşları ile eğlenmek olduğunu söylüyor. Acun evliyken bile akşamları 20-25 arkadaşı evine gelir, ayrı ayrı masalarda king oynarlarmış.’ (Kaynak: Acun Ilıcalı’nın Turkcell Teknoloji Zirvesi 2011 konuşması, link) Ve dikkat ederseniz Acun yapımcı ama dizi yapmıyor, sinema yapmıyor, game show yapıyor, yani çocukluğundan beri antremanlı olduğu, tutkulu olduğu şeyi yapıyor.
İnanıyorum ki insanlara en hızlı başarıyı, güçlü yanlarını kullanarak yaptığı işler getirir.
2) İnsan İlişkileri Çok İyi
İşinde mükemmel olan insanların da istediği başarıyı yakalayamadıkları sık rastlanan bir durumdur. Bu tür insanların başarılı olmaları için genelde keşfedilmeleri gerekiyor ama biliyorum ki; ‘Beklersen sadece sana geleni, gidersen istediğin her şeyi alabilirsin.’
Tabii keşfedilip de başarılı olamayanlar da var, bu insanlar insan ilişkilerini gelişitirme konusunda maalesef çok tutucular. Kendi davranışlarının doğru davranış kalıbı olduğunu düşünüyorlar ve bu noktadan sonra da onlara yardım etmek çok zorlaşıyor.
Neden insan ilişkileri bu kadar önemli?
Çünkü sizi işinizde insanlar yükseltir, belki doğrudan değil dolaylı olarak ama insanlar yükseltir. Atıyorum ben çok iyi bir muhasebeciysem ve insan ilişkilerinde iyiysem, insanlarla dost olup gerçek bir dostluk kurabiliyorsam, arkadaş çevrem arttıkça işimde o oranda büyür.
Acun’un arkadaşlarından duyduğum ve televizyondan gördüğüm şey, dostlarına mütevazi yaklaşması ve vefalı olması. Bir röportajında, ‘Beyaz’ın reytingi yükselse arayıp tebrik ederim, Cem Yılmaz reklamda oynasa sevinirim, ararım.’, demişti ve bunu gönülden yaptığını düşünüyorum.
Maalesef ki insan ilişklerimiz kötüyse başarı şansımız çok düşüyor…
3) Kendi İstediğini Halkın İstediği Gibi Sunuyor
Bu ne demek? Her zaman kendin olmak iyi değildir. Dozunda kendin olmak iyidir.
Bazı televizyoncular, insanlara ne istiyorlarsa onu vermelisin derler. Bazı televizyoncular da, sen neysen o ol derler ama bana göre doğrusu ikisinin ortası…
Eğer sadece halkın istediğini yaparsan, o işte tutkun olmaz, bir süre sonra o işi sadece para için yapan birine dönersin.
Tamamen kendin olursan da insanlar bazı şeyleri yanlış anlar, kaldıramaz.
Mesela Acun Ilıcalı şu şekilde yaklaşsaydı; ‘Ya ben evde arkadaşlarla nasıl oyun oynuyorsam, televizyonda da aynısını yapacağım, şort ya da boxerla çıkacağım eğer oyun oynarken kızarsam küfürde patlatırım, kiminle oynadığımın bir önemi yok, profesör olsun, sıradan biri olsun farketmez, iyi oynasın yeter.’ şeyler deseydi halk bunu kabul etmezdi.
Ama Yetenek Sizsiniz’de ne yapıyor Acun?, normal hayatta hiç giymese de programda gömlek giyiyor. Konuşmalarına daha çok dikkat ediyor. Halkın nabzını yokluyor. İnsanların izleyebileceği, hoşuna gidebileceği kişileri seçiyor. Akademik konuşan bir profesörü ne kadar sevse de, onun kendi programında izlenme oranının düşük olduğunu bildiği için üzülerek onu seçemiyor.
İşte aradaki fark bu, Kendi istediğini, halkın istediği şekilde sunmak.
4) Neden Sevilen Bir İnsan
Kişilik özellikleri;
Muzip-Ahlaklı
Çılgın, kafasına esen şeyleri yapıyor, televizyonda de bile, ‘Bebek gibi kızlardı’ diyebiliyor ama hiç bir zaman sınırı aşmıyor. Yani çok ince bir sınır var ve Acun Ilıcalı bunu bilerek ya da bilmeyerek uyguluyor.
Söz Dinlemez – Saygılı
Acun kendi bildiğini yapar, bir şey ona dikte edilemez gibi davranıyor. Çılgındır ama büyüklerine de o oranda saygılıdır gibi bir imaj çiziyor. Bir büyüğü ondan bir şey isterse gerçekten off diyerek değil, severek yapar gibi gözüküyor. İnsanlar gerçekten bu dengeyi sağlayabilen kişileri severler. Hem yenilikçi hem gelenekçi.
İş Yaparken Paradan Kaçmıyor
Bir şeyin hakkı neyse onu vermek lazım, gördüğümüz kadarı ile Acun Ilıcalı bunu yapıyor. Prodüksiyonlarına epey para harcıyor.
Kurgu Mükemmel
Acun’un harika bir kurgu ekibi olduğuna inanıyorum. Çünkü kurgu çok riskli bir yer. En güzel görüntüler en güzel şekilde vermelisiniz. Mükemmel demek eklenecek bir şey kalmayıncaya kadar eklemek değil, çıkartılacak bir şey kalmayıncaya kadar çıkartıp, yalın hale getirmek demek.
Son Olarak Başarı Döngüsünü Kendiniz İçin Kontrol Edin
Eğer yukarıdak anlatılanlar size bir fikir verdiyse, Ne istediğinizi biliyorsanız ve o işte mükemmelleştiyseniz, Eyleme geçin, her reddedilişte kendinizi sorgulayın ve biraz daha mükemmelştirin- ve asla vazgeçmeyin.
Ne İstediğini Bil
Eyleme Geç
Neyin İşe Yarayıp Yaramadığını Sürekli Kontrol Et
Asla Vazgeçme
ve son olarak karşına çıkan fırsatları gör. Çünkü; İstediklerinin gerçekleşmemesi bazen asıl gerçek isteklerinizin gerçekleşmesini sağlayabilir.’
Levent Emre ÇİÇEK says:
Çok güzel
09 Haziran 2012 — 15:47
semih says:
Meyve veren ağacı taşlamak gibi olmasın ama bildiğimiz ve gördüğümüz gerçekleride ifade etmeliyiz. Acun daha yeni meşhur olduğu dönemde bir mağazadaki çekimler sırasında bırakın kendi ekibindekileri mağaza çalışanlarını bile aşağılayıp hakaret ettiğini o dönem mağazada çalışan iş arkadaşımdan duymuştum.
11 Haziran 2012 — 01:10
Hakan Mengüç says:
Merhaba Semih, benim eğitimime katılan bir kaç kişi daha önce Acun ile çalışmış ve onlardan da bu yazıyı teyit eden yorumlar aldıktan sonra paylaştım.
11 Haziran 2012 — 10:31
mahmut says:
Hakan bey, İnsan ilişkilerinizde ki ustalığınızı ve kibarlığınızı tebrik etmek istiyorum, Nitekim Semih beyin yorumuna karşın son derece sade ve kırıcılıkta uzak…
11 Haziran 2012 — 20:52
Aslı says:
Çok başarılı bir yazı, teşekkürler Hakan bey.
12 Haziran 2012 — 22:16
reyhan says:
Acun’un başarı hikayesi herkese örnek …. Bu şekilde gözler önüne serdiğiniz için teşekkürler. sevgi ve ışıkla…
14 Haziran 2012 — 13:01
Ali says:
süper anlatmışsınız, paylaşıyorum.
15 Haziran 2012 — 21:31
Hakan Mengüç says:
Ben teşekkür ederim.
15 Haziran 2012 — 21:58
Hatice says:
Bencede acunun sırrı farklılığı ama kims egibi sıradan değil
18 Haziran 2012 — 16:13
k says:
Bu yorumu sonuna kadar okursanız belki bir şeyler öğrenirsiniz. Bu yazı kadar boş başka bir yazı okumadım hayatımda! Amaç? yok. Yazının başlığının neden hatalı olduğunu söyleyeyim, gerisini siz anlayın. ACUN BAŞARISIZDIR! Acunun yaptığı iş kapitalizmi çevirmekten başka birşey değildir. Ürettiği “nesne”, içi boş bir kandırmacadır. Ne yapmaktadır Acun? Soruyorum size, Acun “para kazanmak dışında” ne yapmaktadır, ve o parayı “nası”l kazanmaktadır? Bir başka soru da şudur, “PARA NEDİR?” Kısacası 153 yazı yazmışssınız, seminerler vermişsiniz, müzik yapmayı öğrenmişsiniz ama “düşünmemişsiniz”! Neden bu halde yaşadığımızı düşünmemişsiniz, sistemi anlayamamışsınız, kendinizi özgür kılamamışsınız. Bu cümleler saldırı gibi duyulsada yapmak istediğim gerçekten bunun tam zıttıdır. Zira kendiniz düşünmediğiniz gibi halkın )yani sizi okuyan insalarin) da düşünmelerine engel oluyorsunuz.
Bana kalırsa, pekala, sadece para kazanmak için insanları kandıran bir con-artist bile olabilirsiniz. Bu arada o sizi göremeyen kişi “gerçekten” göremediyse, bunun nedenini nörobiyoloji okuyarak bulabilirdiniz, hala da bulabilirsiniz. Öyle, gerçek diye birşey yok gibi bir çıkarım çok saçma oluyor. Eğer bir gün sizi göremeyen bu arkadaş, hiç bir araçtan yardım almadan, siz ve o hissetmeden, içinizden geçmeyi başarırsa, o zaman “Gerçek siz neye inanıyorsanız odur” diyebilirsiniz, o da en iyi ihtimalde.
Bu kadar yüzeysel konularda kafa yormayı bırakmalıyız, insanların gözlerinde ki perdeleri indirmek için ne yapabiliriz onu düşünün, beyinlerini daha da karartmayı değil.
Bir gün bir yerlerde görüşmek dileğiyle, (ama gerçekten bir gün bir yerlerde görüşmek dileğiyle,)
Unutmayın; Gerçek siz neye inanıyorsanız o DEĞİLDİR.
19 Haziran 2012 — 18:43
Hakan Mengüç says:
Yorumların için teşekkürler Korozyon, dediklerini düşüneceğim ve şunu da söylemeliyim ki, bu blogda yazdığım her şey benim kendi düşüncelerimdir ve inançlarımdır, doğrudur ya da değildir ama benim kendi düşünce ve inançlarımdır. Kolay gelsin.
19 Haziran 2012 — 21:50
Gülay Sar says:
Acun, illuminati’ nin seçilmiş bir uşağıdır. Başarı filan yalan.
01 Eylül 2012 — 17:48
ORUN says:
Meyve veren ağaç taşlanmamalı…
Acun’un başarı hikayesi ve başarısının sırrı açıklanırken insanlara olumlu katkı sağlamak olmalı amaç…
Acun nasıl katlar yatlar aldı…Ben onun gençliğini bilirim gibi yazı ve düşünceler olmamalı konuşulan…
Hakan Mengüç’ ün de amacı bu zaten… Olumlu düşünce kitapları okumamış, pozitif düşünce sahibi olmayan-olamayan insanların yorumlarının da karamsar (Aykut Oğut-Evrenden torpilim var. EGO…) olması normal…
Başarı mutluluğu getirir. Hakkında konuştuğunuz insanlar başarılı oldukları için mutlular.Hakan Mengüç, Acun ve niceleri… Bence siz de mutlu olmayı deneyin… Karamsar, kibirli, olumsuz düşünce ve sözcükleri zihninizden çıkararak…
Bunu kendiniz için yapın…
En güzel günlere…
19 Ekim 2012 — 11:27
sinan says:
Korozyon’un ne demek istediğini anlamadım bile , fakat şurası bir gerçektir Hakan beyin 1 yazısını okuduktan sonra diğer bütün yazılarını da büyük bir zevkle okudum. Şimdi çıkıp da birisi bu okuduğum herşeyin tersini veya olumsuzunu iddia ederse kusura bakmasın ama biz Hakan beyi tanıyoruz ve ona güvenimiz sonsuz, çünkü Hakan bey olumsuzun içinden olumluyu çıkartabilen birisidir. Teşekkürler
20 Mart 2014 — 11:44