Mayorka Adası ve Sufiler
Eylül’ün ilk haftası öğrencimiz ve yol arkadaşımız Gamze Hanımın daveti üzerine İspanya’nın Mayorka Adasına gittik. Orada hem mini bir seminer verdik ve birçok görüşme gerçekleştirdik.
Mayorka Adası birçok sufi yetiştirmiş, İslâm tarihi kaynaklarında el-Cezâirü’ş-şarkıyye, Cezâirü şarkı’l-Endelüs diye anılan beş adanın en büyüğüdür.
İslamın altın çağı olarak da anılan (750-1200 arası) zamanlarda birçok alim Mayorka’da yetişmiştir.
IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Endülüs, Mağrib, Sicilya ve Meşrik’tan çok sayıda âlim Mayorka’ya yerleşmeye başlamış, İbn Hazm’ın, Mâlikî fakihi Ebü’l-Velîd el-Bâcî ile olan ilmî münazaraları Mayorka’da gerçekleşmiştir.
Sufi Akademi ve Mayorka
Mayorka topraklarında gezerken insan o ruhaniyeti hissediyor. Adanın birçok dini yapısını ziyaret ettik. Pek çok tarihi mekanda bulunduk. Amacımız zamanında birçok sufi yetiştiren bu adada Sufi Akademinin bir yerinin olması ve sufiler yetiştirmesi.
Adada Türkçe bilmeyen ama internet üzerinden müziklerimi takip eden insanlarla tanıştım ve ayrıca sufi felsefesine ne kadar meraklı olduklarını ve öğrenmek istediklerini bize anlattılar. Ben de onlara yanımda getirdiğim İngilizce kitabımdan hediye ettim. Bu bile Sufi Akademi için bir işaret oldu bizim için.
Valldemossa ve Chopin
Bir piyano sevdalısı olarak tabii ki Mayorka Adasına gitmişken, Chopin’in de bir kış geçirdiği Valldemossa’daki Chopin müzesini ziyaret ettik. Chopin buraya kız arkadaşı ünlü yazar George Sand ile geliyor. Gelme amaçları aslında Chopin’in kötü giden sağlığına tropikal iklimin iyi geleceğini düşünmeleri. Ama kış ayında geldikleri ve o dönem çok yoğun yağmurlar yağdığı için Chopin iyileşmek yerine daha da hastalanıyor. Mayorka’nın en iyi doktorları geliyor ve ona tüberküloz teşhisi koyuyor ve çok az ömrü kaldığını söylüyor.
Chopin ile kız arkadaşı kendini bir süre Valldemossa’daki manastıra kapatmak zorunda kalıyor ve Chopin bu manastırda 24 tane prelüd yazıyor. İşte onlardan biri aşağıda;
Chopinin kaldığı yerleri gezerken kafamda yeni bir melodi dönmeye başladı ve bu melodiyi olgunlaştırıp yakında yeni bir beste olarak sizlerle paylaşacağım.
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir
Adada bir sahil kenarında dinlenmek için otururken bir hanımefendi yanımıza geldi ve “Türkçe mi konuşuyorsunuz?” diye sordu. Türkçe’yi bilmiyor ama birkaç kelime öğrenmiş. Sonradan bu merakının nereden geldiğini sorduğumuzda Sufizmi ve Mevlana’yı öğrenmek istediğini söyledi.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş ya, dünyanın bir ucundan onun ayağına Sufi Akademi kurucuları olarak biz geldik. Demek ki bir insan bir şeyi isterse, bir adanın ıssız koyunda otursan bile o bilgi sana gelirmiş, bunu bir kez daha yaşama fırsatı buldum.
Bu arada kendisi tercümanmış. Katalanca ve İspanyolca çevirmenlik yapıyormuş. Oda artık sufi akademinin bir parçası oldu.
Sen yola çık, yol açık sevgili yol arkadaşım. Mayorka Adası ile ilgili daha ayrıntılı bir video yapacağım yakın zamanda YouTube kanalımda. Şimdilik anlatacaklarım bu kadar olsun. Sevgilerle…