Uzun yaşamakla ilgili makale, kitap yazı vb. konular uzun zamandır ilgimi çekiyor. Bu alanda araştırma yaptıkça pek çok bilgi ile karşılaştım.
Zaman içinde bilim adamlarından tutunda bir çok farklı görüşten kesimin uzun yaşamla ilgilendiğini ve epey mesafe katettiğini gördüm. Bilim adamı Baird T. Spalding ”Ölümsüz üstadların yaşam ve öğretisi” kitabında Tibet’te 500 -600 yaşındaki insanlarla karşılaştığını yazıyordu. Tabii ki bilimsel kanıtlar sunmuyordu sadece gözlemlediklerini yazıyordu.
Baird T. Spalding’in fikirleri çok uçuk bulunurken Cambridge araştırmacısı Prof. Aubrey de Grey insanların 1.000 yıl yaşayabileceğini iddia ediyor ve konuda çalışmalarını halen sürdüyor. TED Talks‘ta yaptığı konuşmada (bu konuşmayı Türkçe altyazılı buradan izleyebilirsiniz) çalışmalarının bir özetini bulabilirsiniz.
100 Yaş Üstü Yaşayanlar Kulübü artıyor.
1950’li yıllarda 100 yaşını geçmiş insanların sayısı 2 bin – 3 bin kişiyken 2016 itibari ile 350 bin kişiyi geçmiş. 21. yüzyılın sonunda da bu rakamın 6 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Eğer dünyada yapacağınız çok iş varsa siz de bu kulübün üyelerinden olabilirsiniz. (Kaynak: NTV)
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) internet sitesinde yer alan verilerine göre, 2015’te 100 yaşı aşkın tam 5 bin 923 kişi var.
Sayısı 5 bin 293 olan “asırlık çınarların” yüzde 85’ini kadınlar oluştururken, erkeklerin oranı 14,2’de kaldı.
164 Yıl Yaşayan Zaro Ağa
Zaro Ağa, bazı kaynaklara göre 1777’de Bitlis, Mutki, Meydan köyünde doğmuştur. 18. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’a gitmiş ve Selimiye Kışlası, Ortaköy ve Tophane camiilerinin inşaatında çalışmıştır. 50’li yaşlarında uzun yıllar İstanbul hamal topluluğunun başında kalmıştır. Daha sonra operatör Emin Bey‘in şehreminliği zamanında belediye serhademeliğine getirilmiş ve bu vaziyeti ölümüne kadar sürdürmüştür. Böylece son günlerini İstanbul’da geçirmiştir ve aynı şehirde ölmüştür.
Ölümüne yakın ise kapıcılık yaptığı söyleniyor.
Dünya basının odak noktası olmuş ve dünyanın en uzun yaşayan insanı olarak 1925’te İtalya’yı 1930’da Yunanistan’dan hareket ederek Amerika’yı, 1931’de İngiltere’yi ziyaret etmiştir.
Zaro Ağa “Bol Bol Yoğurt Yeyin” diyor;
Zaro Ağa, erken yediği akşam yemeklerinde sofrasında sadece yoğurt ya da sadece ekmekle ayran bulundururdu. Tam 100 yıl bu alışkanlığını değiştirmedi. Uzun yaşamak isteyenlere; “Bol bol yoğurt yeyin!” derdi. 164 yıllık hayatında tam 20 kez evlendi.
Ölümü
Zaro Ağa yaşamı boyunca 10 padişah görmüş ve 164 yaşında vefat etmiştir.
256 Yıl Yaşayan Li Ching-Yuen
Çinli dövüş sanatları ustası ve uzun yaşam araştırmacısı olarak nam salan Li Ching-Yuen 1677`de Chyi Jiang Hsie, Szechuan köyünde dünyaya geldi.
Li Ching-Yuen hayatının büyük bölümünü dağların eteklerinde bitkiler toplayarak ve uzun yaşamın sırlarını araştırarak geçirdi. Uzun ömrünün ilk 70 yılını uzun hayatın, sonsuz yaşamın sırlarını arayarak geçiren Li Ching Yuen, 1748 senesinde 71 yaşındayken Çin ordusuna dövüş öğretmeni ve taktik danışmanı olarak katılmak üzere Kai Hsien`e taşındı. 1927 yılına kadar bu görevini icra ettiği biliniyor.
Li Ching-Yuen 1927 yılında ordudaki görevinden emekli olup eve döndükten bir yıl sonra öldü. Bazıları onun doğal nedenler yüzünden öldüğünü söylese de bazı kaynaklar ölmeden önce “Bu dünyada yapmam gereken herşeyi yaptım. Artık eve gidiyorum” dediğini iddia ediyor.
Uzun yaşamın sırrı sorulduğunda Usta Li Ching Yuen’in cevabı her zaman şunlardı:
-Temiz bir kalbin olsun
-Bir kaplumbağa gibi otur
-Bir güvercin kadar hayat dolu yürü
-Bir köpek gibi uyu.
“150 Yıl Yaşayabiliriz” kitabının Yazarı Prof. Mikhail Tombak diyor ki;
Mikhail Tombak diyor ki; İnsan bedeni büyük bir enerji sistemidir ve bu enerji sürekli olarak değişip, dönüşür. Bedenimizdeki tam bir enerji değişimi döngüsü yedi yıl sürüyor ve bu arada hücrelerimiz de yenileniyor. Yaşamımızda böyle yirmi iki döngü bulunuyor ki, biriken enerjiye bakıldığında 150 yıl yaşayabileceğimiz ortaya çıkıyor. Ancak, öncelikle zihnimizden başlayarak, kendi kendimize yaşam süremizi sınırlıyor dolayısıyla doğanın bize sunduğu kapasiteyi tam olarak kullanamıyoruz. Bu kitap neyi, nasıl, neden yaparsak bu kapasiteyi çok daha uzun ve sağlıklı olarak kullanabileceğimizi anlatıyor.
Uzun yıllar Moskova Sağlık Bilimleri Merkezi?nin başkanlığını yapan Profesör Mikhail Tombak mucizevî diyetlerden veya ilaçlardan söz etmiyor; sağlığımızı korumaya ve sürdürmeye yarayan temel ilkeleri açıklıyor. Sağlığımız ile beslenmemiz, nefes almamız, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılama biçimimiz arasındaki ilişkileri anlatırken kolayca uygulanabilecek öneriler yapıyor. İşte Mikhail Tombak’ın önerilerinden bazıları:
- Uzun yaşamın en önemli sırlarından biri doğru nefes almaktır.
- Her gün ardışık olarak sıcak-soğuk duş alın; kan dolaşımınız düzelecek, bağışıklığınız güçlenecektir.
- Bedeninizin dış temizliğinin yanı sıra iç temizliğini de yapmalısınız, kalınbağırsağınızı, karaciğerinizi temizlerseniz, gençleşirsiniz.
- Erimiş buzdan elde edilen su, hücrelerimizdeki suyla aynıdır; bu suyu için.
- Boğazınız ağrımaya başladığında bir dilim limon emerseniz bakteriler yok olacaktır.
Uzun Yaşamın Sırlarını Özetlersek;
Tibetli Rahipler uzun yaşam için, “Genç kalmak istiyorsanız, genç gibi hareket edin, genç gibi düşünün, genç gibi yaşayın” diyorlar.
Zaro Ağa “Kendinize iyi bakın, bol bol yoğurt yeyin” diyor.
Li Ching-Yuen “Temiz bir kalbin olsun, kaplumbağa gibi otur, güvercin gibi hayat dolu yürü, köpek gibi uyu” diyor.
Prof. Mikhail Tombak “Doğru nefes alın, sağlığınızın kendi ellerinizde olduğunu unutmayın” diyor.
Not: Bu yazı 29 Eylül 2009 yılında yazdım. 2016 Haziran ayında ise bazı istatistikleri katmak için güncelleme yaptım. Yukarıdaki yazı daha çok psikolojik ve bitkisel yollarla yaşamı uzatmak ile ilgili idi. Bu yazıdan 7 yıl sonra teknolojik gelişmeler ışığında insan ömrünün nasıl uzatılacağı ile ilgili yeni bir yazı dizisine başladım. Sıradaki yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Semra Genç says:
Teşekkürler, yine çok güzel bir yazı.
Gerçekten insan her şeyi olduğu gibi kabul etmemeli sorgulamalı, kendi öğrenmeli.
30 Eylül 2009 — 08:05
Zehra T. says:
Kesinlikle haklısın ve mükemmel bir yazı. Teşekkürler
30 Eylül 2009 — 08:34
Adem Göksugüzel says:
İnsan kendini asla sınırlandırmamalı ve kendini aşmaya çalışmalı. Çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş Hakan teşekkürler.
30 Eylül 2009 — 08:36
engin says:
emeğine sağlık hakan..
30 Eylül 2009 — 08:58
Deniz ve Güneş says:
Günaydın! Hani şairin bir der ya “Uyandım baktım bir sabah, Güneş vurmuş içime.” :)
Sahiden! Sabah sabah gerçekten çok iç aydınlatıcı oldu.
Yeni bir gün yeni bir ışıltı yeni bir farkındalıkla. Çok güzelsin. Paylaşımların harika.
30 Eylül 2009 — 09:38
hakanmenguc says:
Şair çok güzel söylemiş, teşekkürler Deniz ve Güneş.
30 Eylül 2009 — 11:30
Serap GÜVEN says:
Teşekkürler Hakan,harika ve şaşırtıcı bilgileri paylaşmaya devam ediyorsun.Yine çok güzel ve öğretici bir yazı olmuş..Bu arada yaş kavramını silenlerdeniz kafasından bende..Farkında olduğum için şanslı hissediyorum..Sevgiler…
30 Eylül 2009 — 11:36
Özgür Şahin says:
Yine mükemmel bir yazı, teşekkürler
30 Eylül 2009 — 11:40
Yeliz says:
Çok önemli bilgiler, paylaştığın için teşekkürler
30 Eylül 2009 — 12:02
Sabire Atasağun says:
Merhaba .
Bilgiler çok güzel ve doğru bilgiler. Ben de yıllardır bu işlerin içindeyim.İzninizle ilave bir şey söylemek istiyorum. Sağlıklı yaşamanın ilk kuralı
düşünce sistemimimzin düzgün olması . Siz istediğiniz kadar doğal beslenin.. Şayet düşünceleriniz kirli ise … Çünkü beyin ana kompitür merkezi onun iyi olması gerek. Teşekkürler…. Bioenerjist Sabire Atasağun.
30 Eylül 2009 — 12:08
yetkin says:
Zaro ağaya kesinlikle katılıyorum ben küçüklükten beri yoğurt yerim çok şükür hastane yolunu bilmem ilaçta çok çok mecbur olmadıkça almam
30 Eylül 2009 — 12:09
yetkin says:
önemli olan çok yaşamak değil sağlıklı vede kaliteli yaşamak sıkıntı içinde yaşayacaksam negerek var 150 yıl yaşamaya
30 Eylül 2009 — 12:11
reyhan says:
ne diyebilirim. muhteşem bir yazı- herşey bizde gizli, biz kendi kendimizin efendisiyiz.istersek içimizden gönlümüzden, neden olmasın ki…….
30 Eylül 2009 — 12:21
Sureyya says:
Çok teşekkürler harika bir paylaşım. İnsanda okuduğu ilk anda paylaşma ihtiyacı hissettiriyor daha cok kişiye ulaşmalı diyorsun. Bende dayanamadım ve öyle yaptım :))
Sevgiler.
30 Eylül 2009 — 12:31
gül says:
256 yıl hedefli geçmiş hedef bitmiş hayatı da bitirmiş, bence yemek,içmek önemli ama insanın, güzel ve hücrelerini daima aktif edecek hedeflere de ihtiyacı var.
30 Eylül 2009 — 12:35
birsen says:
teşekkürler yazılarını takip etmek güzel.ellerine sağlık
30 Eylül 2009 — 12:41
Ayfer AKBULUT says:
Çok güzel bir yazı olmuş , teşekkür ederiz bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için
30 Eylül 2009 — 12:51
Canan says:
MERHABA,
Babam tarafından olan dedem 113 yaşında İzmit’te 8 ay önce öldü.Gerçeketen de sofrasında ayran ve tereyağı eksik olmazdı.Sürekli hareket halindeydi,Dağlara tırmanır avlanırdı.Ölümünün son 3-4 ayında hareketten kesildi.Hiçbirşeyi kafasına takmazdı.Pek gülmeyi sevmezdi.Ton ton bir dede imajı yoktu.Fakat kendisiyle ilgili son durum bunlardan ibaretti.
Böle işte bunu paylapmak istedim.
Sevgiler….
Teşekkürler…..
İnsanlığa büyük hizmetler sunan kişi :))
30 Eylül 2009 — 13:09
ÖZYAGCI says:
Değerli dostlarım,Kesinlikle katılıyorum. Duvarı nem ,insanı gam yok eder.. Sağlığa şükredenler,maneviyatı olanlar daha uzun yaşadıklarını,sülalemde gördüm.Dedem 108 yaşında idi,hergün nargilesini fokurdatırdı,gülerdi ,çocuklarla güreş tutardı.Ne vakit maddi sıkıntılara kafa yormaya başladı..ondan sonra hayır etmedi ertesi yıl öldü.. Hakan MENGÜÇ e çok teşekkür ediyorum..Merak ettiğim bir çok konuda beni ve çocuklarımı aydınlattığı için..
30 Eylül 2009 — 13:55
YILDIZ YILDIRIM says:
yetkin beye katılıyorum.önemli olan uzun yaşamak değil,kaliteli yaşamak.ama yinede insan ömrünün uzaması güzel.19.yüzyılda insan ömrünün kısa olmasının bir yığın nedeni var.başta savaş olmak üzere salgın hastalıklar v.s.bundan sonrada insanoğlu değişen iklim koşullarına ayak uydurmaya çalışırken,doğal afetlerle savşacak.en önemli sorun ise su ve gıda olacak.insanın doğası belki uzun yaşamaya elverişli hale gelecek ama diğer faktörler ömrü kısaltacak.
30 Eylül 2009 — 13:59
yeşim says:
iyiki varsınız hakan bey.teşekkürler
30 Eylül 2009 — 14:20
belgin says:
2100 yılında yine bu sayfada bu ekiple bir araya gelmek dileğiyle.. :)
30 Eylül 2009 — 15:15
Hülya Karayel says:
ölümsüzlük konusunda muhteşem bir kitap olan ramtha beyaz kitap’ı okuyorum şu an ve size de tavsiye derim hakan bey
30 Eylül 2009 — 15:22
fatih yasar abbas says:
Sadece ve tek basina, uzun yasamaya, hatta olumsuzluge yonelen deger ve onemin zirveye cikmasi, dusundurucu. Gecmis caglardan gunumuze hep sonsuz guc, muhtesem kudret , iktidar ve olumsuz hayat pesinde olan ne insanlar geldi gecti dunyadan, tarih sahnesinden. Nasil yasadigimiz da, baskalari icin nasil bir insan oldugumuz da onemli olmaliydi, yani hayat kalitemiz.
30 Eylül 2009 — 15:37
Hülya says:
Süpeeeerrrdiiii bayıldım bu yazıya… demekki uzun yaşamak aslında hiçde zor değil, tabi sevdiklerininde uzun yaşaması lazım ki bir anlamı olsun…
30 Eylül 2009 — 17:03
happymoon says:
Çocukken çok yedim. Umarım bundan sonra da faydası olur
30 Eylül 2009 — 17:41
Green Day says:
200 yıl yaşmak mı bence çok korkutucu
30 Eylül 2009 — 18:17
nevzat says:
Uzun yaşamayı çok kişi ister,ama önemli olan yaşm kalitesidir.
30 Eylül 2009 — 20:33
Aytül says:
Herkes için son derece güzel bir paylaşım,emeklerinize ve gönlünüze sağlık.
30 Eylül 2009 — 21:29
yaşam says:
eskiye nazaran 100 yıldan fazla yaşayan insanların sayısının artması çok güzel bir haber. düşündürücü, güzel ve farkındalıkları fark ettiren yazılarınız için çok teşekkürler:)
01 Ekim 2009 — 00:21
FİGEN İLSEVEN ÜNAL says:
SEVGİLİ HAKAN:))) TEŞEKKÜR EDRİM LÜTFEN DEVAMINIDA EN KISA SÜREDE BİZİMLE PAYLAŞ
ELLERİNE SAĞLIK ………………..
SEVGİYLE KAL :)))
01 Ekim 2009 — 14:24
fatih yasar abbas says:
hakan bey, yazi guzel elinize saglik. ruh sagligi ile ilgili yazdiklarinizi da, bu bilgilerle beraber dikkate alinca daha guzel sonuclar cikiyor.
01 Ekim 2009 — 22:25
Zeynep Ürper says:
elinize yüreğinize sağlık.
02 Ekim 2009 — 12:52
canan says:
güzel yazılarınızın devamını bekliyorum … sağlıklı yaşamlar diliyorum ve yoğurdun gercekten cok faydalı olduğuna ben eminim bizim ninemizde sürekli yoğurt yerdi ..108 yaşında öldü.
03 Ekim 2009 — 19:32
Serhan says:
bu tavsiyeleri günümüz koşullarında uygulamak biraz zor, bu çok uzun yaşayan insanlar ya bol oksijeni olan yüksek rakımlı dağlarda ovalarda stres, trafik, gürültü, hormonlu gıda, cep telefonu, manyetik alan, alkol, sigara, kötü, saygısız katil, hırsız insanlarla çevrili büyük şehirlerden çok uzakta doğanın kucağında huzur içinde yaşamış doğal ürün ve gıdalarla beslenerek daha temelden ve aileden gelen köklü geleneklerle büyümüşler ben de (hepimiz için geçerli) onların ortamında yaşasam epey uzun yaşama fırsatını yaratabilme şansına erişebileceğimden eminim, bu nasihatları yine de uygulamak lehimize fakat ırsi, genetik faktörleri de göz ardı etmeyelim (aileden gelen kanser ve bunun gibi birçok hastalığı) ben şahsen önce sağlam bir DNA ‘nın herşeyin temeli olduğuna inanıyorum bunun üzerine de stresten uzak yaşayabilme becerisi edinme (özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için yoga,meditasyon, reiki vb.) yürüyüş, kondisyon, aletli jimnastik, yüzme ve diğer sporlarla uğraşmak, doğal gıdalarla beslenerek, şeker, un, tuz ve aşırı kahve, siyah çaydan uzak kalarak, günde en az 2-3 fincan yeşil çay mutlaka içerek, selenyum, çinko, magnezyum, c vitamini ve ekinezya takviyesiyle bol kırmızı, mor, yeşil sebze ve meyve, kepek ekmeği, yoğurt yiyerek, süt ve ayran içerek az ve yavaş yemek yiyerek uzun ve sağlıklı bir ömre sahip olmak mucize olmasa gerek bunun örnekleri çok fakat dediğim gibi önce sağlam bir DNA ile doğmanın uzun yaşamda asıl belirleyici faktör olduğuna inanıyorum.
05 Ekim 2009 — 14:54
Green Day says:
yoğurdu çok seven biri olarak artık yemeyeceğim o kadar yaşayıp napıyım 70 e geliyim yeter:D
06 Ekim 2009 — 18:37
Ali says:
Çok teşekkürler paylaştığınız için
07 Ekim 2009 — 23:04
AYNUR ACUN says:
Sağlam DNA yapısı deyip kesip atmak ne kolay..Bilim adamları 2 sarmallı yapının değişmeye başladığını haykırmaya başlamışlarken üstelik.
Eğer düşünmeyi düzgün düşünce üretmeyi biliyorsanız evren sizin herşeyi uzanıp almanızı bekliyor derim.Her türlü yaşam stilini siz çamurun içinden çekip alabilirsiniz.Ama yaşamda insanlar düşünmekten korkuyor,alışkanlıklarını terkedemiyor,kulaktan dolma fikirlerle hayatını idame ettiriyor.Sonuç daha sınırlı düşünce kalıplarıyla korkunun cehenneminden çıkamayıp strese giriyor.Onun manyetik rezonansı yanındakini tekikliyor derken kitlelere sirayet ediyor.Adaaaam sen decilikten sıyrılmayı bir denese ben değil biz düşüncesine bir geçebilecek kadar düşüncelerine sahip olmayı denese toplumsal olarak birbirimizin ömürlerini kısaltmayacagız zaten .TOPLUMSAL SORUMLULUK tur bence davranışın yanında DOĞRU DÜŞÜNMEYİ BUNUN İÇİN DE KENDİNİ GELİŞTİRMEYİ ÖĞRENMEK.
09 Ekim 2009 — 12:23
karmançormancı says:
Merhaba :)
Sitenizi hipnoz ile ilgili birşeyler okurken tesadüfen buldum. Fırsat buldukça hepsini okuyup bundan sonra da takip etmeyi düşünüyorum.
Başarılar ve bol neşe diliyorum…
15 Ekim 2009 — 12:02
ayla says:
DOĞRU ÇOK DOĞRU AMA UYGULAMAYI BAŞARAMIYORUZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM
16 Ekim 2009 — 19:52
Mavi KUş says:
harika bir yazı çok çok teşekkürler
24 Ekim 2009 — 13:10
FATOŞ says:
Ne kadar güzel düşünüyorsunuz.Ne güzel yazılar yazıyorsunuz.Elinize,beyninize sağlık…
28 Ekim 2009 — 11:38
ayla says:
Öneriler çook güzel.DOĞRU NEFES konusu bu sitede bizlere anlatılamaz mı?Yoga da ve kalp rahatsızlıkların da nefes alışlar farklı sanıyorum.Neyi nasıl yapmalıyız buradan yardımcı olunamaz mı Hakan bey?15 Kasımdaki Nilüfer Belediyesinde mi eğitim?BİLGİ VERİRSENİZ SEVİNİRİM.
31 Ekim 2009 — 21:16
hakanmenguc says:
Merhaba sevgili Ayla, etkinlik takviminden veya oradaki iletişim telefonununda ayrıntıları öğrenebilirsin. Sevgilerle…
20 Kasım 2009 — 10:48
Erhan says:
Bence buradaki en büyük faktör inanç, eğer inanırsanız her şey sizin için değişir.
Çok güzel bir yazı teşekkürler
20 Kasım 2009 — 10:48
guls says:
Bundan sonra daha fazla yoğurt yiyeceğim..
Nefesimi nasıl kullanacağım konusunu araştıracağım :( zira son günlerde nefes problemim de arttı…
Sevinçlerimi sevgiyle kabul edeceğim..
Ayrıca sizi izlemeye devam edeceğim :))))
Harikasınız..
25 Kasım 2009 — 12:42
Sirius says:
Çok güzel, bilimsel ve bilgilendirici bir yazı, devamını bekliyoruz.
teşekkürler
08 Aralık 2009 — 19:03
Tuna says:
süpersiniz
18 Aralık 2009 — 11:34
gülşen says:
Şu an 34 yaşındayım ve kendimi çok uzun bir süredir yaşıyor gibi hissediyorum,yapacak bir işim kalmadı artık gitme vaktim geldi diye düşünüyorum.yazılanları okuyunca çok da yaşlı olmadığımı anladım.şimdilik gitmeme gerek yok.Gerçi Allah bilir de.
13 Ocak 2010 — 12:48