Sen yola çık, yol sana görünür!

Kalbin temizse hikayen mutlu biter!

Arşivler (page 27 of 40)

Topluluk Önünde Etkili Konuşmanın Sırları

Hepimiz mutlaka zorunlu olarak veya kendi isteğimizle bir çok konuşmaya katılmışızdır. Bazı konuşmalarda çok eğlenmiş, bazı konuşmalarda da Çin işkencesine maruz kaldığımız olmuştur. Doğru mu?

Peki aradaki fark nedir? Aradaki fark muhtemelen şuydu, sizi eğlendiren, ikna eden ve etkileyen konuşmalarda, konuşmacı konuşmasının amacını biliyordu, bunun için iyi hazırlandı, iyi hazırlandığı için iyi sundu, iyi sununca da insanlar etkilendi.

Kötü konuşmacılar da büyük ihtimalle yeterince hazırlık yapmadan sahneye çıktılar, hep kendi kelime jargonları ve teknik terimlerle konuştular. Muhtemelen daha kendi konuşmalarının amacının bile farkında değildiler.

Eğer bir konuşma yapacaksanız bunun bir sebebi olur, bu sebebi bilmek ve buna göre hazırlanmak usta bir konuşmacı olmanın ilk vasıflarındandır. Genel itibari ile konuşmacı fark etsin ya da etmesin bir konuşmanın dört amacı olur.

1) Bir Şeyi Açıklamak

Buna verilebilecek en basit örnek Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, çıkar bir açıklama yapar, bilgilendirir ve sahneden iner.

Topluluk Önünde Konuşma kursuma katılan bir beyfendi bize ”İnsanın Biyolojik Saati” ile ilgili 6 dakikalık bir konuşma yaptı ve amacı bir şeyi açıklamaktı, çok da başarılı oldu.

2) Etkilemek ve İkna Etmek

Etkilemek ve ikna etmek aslında her konuşmacının isteğidir ama acaba konuşmanızın asıl amacı bu mu?

Reklamcıların her daim yaptığı budur, bize o ürünü almaya ikna ederler. Ya da sahnede ürününüzü tanıtıyorsanız,bunun amacı insanları ürününüzün kaliteli olduğuna ikna etmek olabilir. Veya benimsediğiniz bir inancı, fikri ya da ideolojiyi anlatırsınız ve amacınız onları kendi fikrinize ikna etmektir.

3) Eyleme Geçirmek

Konuşmanızın amacı eyleme geçirmek mi? Genellikle dünyanın kaderini etkileyen konuşmaların hepsi eyleme geçirmek amacını taşımıştı. Atatürk’ün yaptığı konuşmalar da bunun içindi, Abraham Lincoln’ün yaptığı konuşmalar

da bunun içindi, Hitler’in yaptığı konuşmalarda bunun içindi. Martin Luther King’in ”Bir Hayalim var” konuşması da bunun içindi. Eyleme geçirmek.

Genelde ikinci madde ile üçüncü madde karıştırılıyor, hemen bir örnekle bunu açıklayayım.
Bir Magnum reklamını ele alalım, amacı sizi etkilemek ve ikna etmektir. Eyleme geçirmek değil. Bunun sonucunda planladıkları eyleme geçirmektir ama bazı nedenlerden dolayı ilk amaçları eyleme geçirmek değildir. Bunun nedenini başka bir yazıda anlatacağım.
Bir Carrefour reklamının amacı ise direk eyleme geçirmektir. Reklam çıkar, ”Bu haftasonu x ürün Carrefour?da sadece 15 TL” der ve reklam biter. Burada eyleme geçirici etken kendileri açısından fiyattır.

4) Eğlendirmek

Cem Yılmaz buna en iyi örnektir, çıkar insanları güldürür ve sahneden iner. Stand-up şovları, İllüzyon, Sihir Gösterileri vb.

diğer gösteriler eğlendirme ve hoşça vakit geçirtme amacı taşırlar. Bu tür amacı olan konuşmalar çok risklidir onun için zaten en çok hazırlık yapan konuşmacılar da bu konuşmacılardır. Çünkü sahnede bir espriye ya gülerler ya da gıcık olurlar, iki tarafı keskin bıçak. Ya da bir sihirbaz, sahnede numarasını yapamaz ve insanlar da bunu anlarsa çok kötü duruma düşer. Onun için en çok pratik yapan konuşmacı grubu bu gruptur.

 

Konuşmalarınız her dört amacı birden de taşıyabilir ama birisi her zaman daha baskındır.

Neden konuşmamızın amacını bilmeliyiz? Eğer konuşmanızın amacını bilirseniz hazırlanırken çok daha rahat olursunuz. Mesela diyelim ki konuşmanızın amacı etkilemek ve ikna etmek, o zaman her an kendinize şu soruyu sorabilirsiniz, ”Bu cümle konuşmama hizmet ediyor mu?, İnsanları etkileyecek bir cümle mi? Ben olsam ikna olur muydum” 

Konuşmanızın amacını bilmek işinizi kolaylaştırır ve sizi rahatlatır.
Lütfen başkalarının düştüğü hataya siz de düşmeyin, liderliğin en büyük vasfı harika bir konuşmacı olmaktır.
İyi bir konuşmacı olmanın en önemli kurallarından biri de konuşmanızın her ayrıntısını daha önceden planlamak ve bol bol pratik yapmaktır.

Son olarak konuşmanızın amacını düşünün ve sahnede kendinizi izlerken hayal edin.

Sahnedeki bu kişi gerçekten konuşurken amacına ulaşıyor mu? Gerçekten onu beğendiniz mi?

İyi çalışmalar

Hakan.

 

Bir Günde 500 İngilizce Kelime Nasıl Öğrendim

Öğrenme dediğimiz şey bildiğimiz bir şeyle, bilmediğimiz şey arasında bağlantı kurmaktır.

Niye Şu Geometri, Fizik veya Matematik Dersini Anlamıyoruz? Çünkü bilmediğimiz bir şeyi, bilmediğimiz bir şeyle öğrenmeye çalışıyoruz, ya da öyle öğretiliyor. Ve zaten okullarda bedeni kullanarak öğrenme diye bir şey yok.

Bir Günde Nasıl 500 Kelime Ezberledim İlk 300 kelimeyi ezberlerken çok zorlanmadım.

Devamı İçin TIKLAYIN..

Web Sitesi Olanlara Tavsiyelerim

Blog yazmaya Blogger’da 2008’de başladım, daha sonra 2009’da bu siteyi kurup devam ettim.
Bugün sizlerle kendi tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Çünkü hiç bir yerde reklamım ve kitabım yokken sadece yazılarım sayesinde beni Türkiye’nin her yerinden tanıdılar, televizyon kanalları davet etti, üniversiteler seminerlere çağırdı.

Peki ben nelere dikkat ettim?

1) Paylaşımcı oldum, bilgilerimi kendime saklamadım. Ya da kişi bu bilgileri öğrenmek için illa benim seminerime gelecek demedim. Bildiğim, okuduğum her şeyi elimden geldiğince paylaştım, bu da insanların benim karakterimi, iyi niyetimi anlamasını sağladı.

2) İnsanlara faydası olacak şeyler paylaştım. Yani paylaşımcı olmanız yetmez, paylaştığınız şeylerin insanlara bir faydası olmalı. Mesela ‘X Tekniğini kullanarak sabahları nasıl erken kalkarsınız?’ ‘Konsantrasyonunuzu toplamak için Y tekniği nasıl kullanılır?’ gibi… İnsanlar ilk önce kendilerini önemserler ve onlara faydası olacak yazıları okurlar. ‘Sağlık hakkındaki düşüncelerim’ başlığı ilgi çekmezken, ‘Sağlığınızı korumanın 4 yolu’ başlığı çok ilgi çekecektir.

3) Sitenizin konusu ile alakalı paylaşımlar yapın. Yani sitenizin konusu Başarı ise, Cımbızla yumurta nasıl kırılır? başlığı Google’ın kafasını karıştıracaktır, çünkü Google sizi bir kategoriye koymak amacı taşır. Ama ‘Cımbızla yumurta kırmanın başarı ile olan bağlantısı’ başlığı ve içeriğin başarı ile bağdaştırılmısı bir sorun yaratmaz, hatta daha çok ilgi çekecektir. Başarıya Ulaşmak İstiyorsanız Bambu Ağacı Yetiştirin yazım buna bir örnektir ve epey yorum almış ve bir çok sitede paylaşılmıştır.

4) Sade tasarım, güzel Türkçe… Sitenizin görüntüsü sizi yansıtmaktadır. Yakın bir zamana kadar sitemi kendim kontrol etme isteğimden ötürü sitem çok karışık görünüyordu ki, basitleştirdik. Siteniz ne kadar sade gözüküyorsa o kadar rahat gezinebilir hale dönüşecektir. Örnek Google‘ın ana sayfası. Aynı zamanda benim en çok dikkat ettiğim konu da yazım hataları. Özellikle sitenize bilgili insanlar girdiğinde yazım hataları sizi çok acemi gösteriyor. İlk yazılarımda sadece bir iki hata olmasına rağmen bir çok eleştiri almıştım. Yazım hatalarını düzeltmenin en iyi yolu yazınız bittikten sonra yazınızı 3 defa tekrardan okumak.

5) Twitter, Facebook ve diğer sosyal ağları sitenizle entegre etmeniz, yazdığınız yazıların buralarda paylaşılmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda sizin de Facebook ve Twitter’ı aktif olarak kullanmanız sitenizin geleceği için çok önemli.

6) Son olarak da benim her zaman seminerlerde de anlattığım modelleme yolunu kullanmak. Sizin alanınızdaki çok başarılı siteleri inceleyerek onların stratejilerini modelleyebilirsiniz.

Gelecek internet dünyasında… Şimdiden yerinizi alın.

Bir başka yazıda da sitenizin tanınırlılığını artırmak üzerine yazı yazacağım, o zamana kadar Brendon Burchard‘ın Mesajınız Var! kitabını okumanızı öneririm.

  • 8 Mayıs 2012 – Hakan Mengüç

NLP ile Düşünce Okuma

NLP seminerlerinde insanların nlp’yi günlük hayatta kullanmaları için bir oyun öğretiyorum.

Eğer bu oyunda ustalaşırsanız, insanlar arasında onların düşüncelerini okuyabilecek bir nlp numarası öğrenmiş olacaksınız.

Aslında terapi çalışmalarında rehber olarak kullanılan bu teknik, insanların görsel, işitsel veya dokunsal süreçlerini tespit etmek için kullanılmaktadır.

Devamını öğrenmek istiyorsanız  buraya tıklayın :)

NLP Tekniği ile Karşınızdaki İnsanın Düşüncesini Nasıl Okursunuz?

Nöro Linguistik Programlama kısa adı ile NLP’nin Göz Erişim İpuçları tekniği ile bir düşünce okuma oyununun nasıl yapıldığını sizinle paylaşmak istiyorum.

Kısaca NLP nedir?: NLP Düşünce süreçlerinin nasıl işlediğini inceleyen ve olumlu-olumsuz düşüncelerin hızlı değişimi için yöntemler içeren bir teknikler bütünüdür.

NLP Göz Erişim İpuçları Nedir?: Şimdi hemen evinizdeki birisinin yanına gidip şu soruyu sorun, örnek olarak annenize sorduğunuzu varsayalım; Anne eski oturduğumuz evde kaç pencere vardı? Annenizin gözlerine bakarsanız, hemen sol yukarıya gittiğini görebilirsiniz. İnsanların %70’i geçmiş resimleri hatırlamak için sol yukarıya bakar, %30 ise sağ yukarıya..(daha çok solak olanlar sağ yukarıya bakar)

gulben_ergen_aglama

İnsanlar belli şeyleri hatırlamak için gözleriyle belli yerlere bakmak durumundadırlar. Mesela yukarı bakarak ağlayamazsınız, ağlayan, depresyon içinde olan insanlar hep aşağıya doğru bakarlar, çünkü dokunsal ve hissel duyguları hissedebilmek için aşağıya bakmalıyız. Mesela bir çocuk ağladığında yukarı bakmasını sağlarsanız ağlaması kesilecektir, kadınlar da zaten çoğu zaman makyajları akmasında diye duygulu anlarında yukarı bakarak ağlamalarını kontrol edebilirler ya da etmeye çalışırlar. (Sağdaki resimde olduğu gibi)

Yani kısaca göz erişim ipuçları insanların görsel, işitsel ve dokunsal(hissel) duygularını tespit etmek için kullanılan bir sistem. NLP’de bu teknik, kişiler sorunlarını anlatırken, görsel bir şeye mi, yoksa işitsel, dokunsal bir şeye mi odaklandıklarını tespit etmek için kullanır.

Size öğreteceğim oyuna gelmeden önce Göz Erişim İpuçlarını hemen öğrenelim.

Sol Yukarı: Geçmiş ile ilgili bir resim düşünüyor. Mesela kişiye ortaokulunun duvarının boyası ne renkti? diye soru sorarsanız, o geçmişteki görsel bir anıyı hatırlamaya çalışacağı için sol yukarı bakacaktır.

Sol Yana: Geçmiş ile ilgili işitsel bir anı düşünüyor. Örnek olarak dinlemekten en çok hoşlandığın şarkı hangisi? diye sorarsanız, kişi sol yana bakacaktır. (Yazının sonunda, bu konuda yapılan yanlışlarla ilgili bir hatırlatma yapılacaktır.)

Sol Aşağı: Geçmiş ile ilgili dokunsal bir anı düşünüyor. ‘Sıcak bir banyoya girdiğin bir zamanı düşün ve sıcaklığı hisset’, sorusu onun sol aşağıya bakmasını sağlayacaktır.

Sağ Yukarı: Görsel olarak oluşturduğumuz resimleri düşünürken buraya bakarız, örnek soru: ‘Nasıl bir evin olmasını isterdin, şekli ve bahçesi nasıl olurdu?’

Sağ Yana: İşitsel tasarlanan sesler. Ör: ‘Suyun altında sesin nasıl duyulur?’

Sağ Aşağı: Tasarlanan dokunsal hisler, içsel diyaloglar. Örnek olarak, ‘Hawai’de tatile gittiğini düşün ve sıcak kumların üstüne yattığını hayal et, sıcak kumları hissediyor musun?’

Not: Tasarlanan düşüncelerde kişi eğer öyle bir şeyi hayal edemiyorsa geçmişteki bir anıyı düşünür ve sola bakar. Sözgelimi Hawai’de kumsalın üstünde yattığını düşün dediğinizde, eğer kişi Hawai ve Hawai kumsalı ile ilgili bir şey görmemişse, geçmişte gittiği bir kumsalı hatırlayıp orasını Hawai gibi hayal edecek ve böylece sola bakacaktır. Bu konuya dikkat edilmelidir.

Karşınızdaki İnsanın Düşüncesini Nasıl Okursunuz?

Şimdi gelelim oyunumuza… Oyun şöyle, ilk önce karşınızdaki kişiye üç soru soruyorsunuz, sonra bu üç sorudan birini düşünmesini istiyoruz ve biz onun düşündüğü şeyi biliyoruz.

Nasıl? Eğer yukarıdaki yazıyı okuduysanız zaten tekniğin büyük kısmını anlamışsınızdır.

1) İlk önce karşımızdaki kişiye oyun oynayacağımızı filan söylemeden direk, ‘En uzun boylu arkadaşın kim?’ diye soruyoruz ve o düşünürken gözlerine bakıyoruz. Muhtemelen sol yukarıya bakacaktır. Bu birinci adımdı…

2) Şimdi ona ‘Suyun altında sesin nasıl duyulur?’ diye soruyoruz, muhtemelen sağa yana bakacaktır ama bunun hayalini kuramazsa sol yana da bakabilir.

3) Şimdi de ‘Buz gibi bir küvetin içindesin, onun soğukluğunu hissetmeni istiyorum’, Bunu söylediğinizde de muhtemelen sol aşağıya ya da sağ aşağıya bakacaktır.

Tamam şimdi sıra geldi son soruya… ‘Şimdi düşündüğün üç şeyden birini tekrar düşün ama bana söyleme sadece düşün ve iyice düşün’. O bunu düşünürken biz onun gözlerine bakıyoruz ve eğer yukarı bakıyorsa hemen cevabımızı veriyoruz: ‘Şu anda en uzun boylu arkadaşını düşünüyorsun.’ Eğer sol yana bakıyorsa, ‘Şu anda suyun altında sesinin nasıl duyulduğunu düşünüyorsun.’ ve eğer aşağıya bakıyorsa, ‘Şu an buz gibi bir suyun soğukluğunu düşünüyorsun’ diyeceksiniz.

Ben bu tekniği NLP çalışmalarında kişiler Göz Erişim İpuçları konusunda kendini daha hızlı geliştirsin diye öğretiyorum. Çünkü bir şeyi oyunla öğrenmek çok daha kolay oluyor.

Önemli Hatırlatma: Bu teknikleri uygulayanlar başta bazı hatalar yapıyorlar. Mesela kişiye dokunsal bir anı düşündürmek için şöyle bir soru sorduğunuzu varsayalım: ‘Buz gibi bir küvetin içindesin, onun soğukluğunu hissetmeni istiyorum.’ Şimdi bu sorudaki amaç kişinin aşağıya bakmasını sağlamak ama çoğu insan ilk önce yukarıya bakıp küveti zihninde görecektir, sonra aşağıya bakacaktır. Eğer aşağıya bakmıyorsa sadece küvetin resmini ve suyun resmini zihninde oluşturuyor ama soğukluğu ve suyu hissetmiyordur. Bunu hissettirmek de sizin ustalığınıza kalıyor, eğer ses tonunuzu iyi kullanamazsanız kişi bunu hissedemeyecektir. İlk denemelerinizde çok iyi sonuçlar beklemeyin ama ne kadar çok yaparsanız o kadar çok ustalaşırsınız.

Adım Adım Ustalaşma;

Eğer yeni başladıysanız, hemen hepsini denemeyin ve ilk önce sadece çevrenizdeki insanlara,

En uzun boylu arkadaşın kim?

Evinizde kaç pencere var?

Suyun altında sesin nasıl duyulurdu? gibi sorular sorun ve göz hareketlerini kontrol edin, eğer doğru yerlere bakıyorlarsa bir sonraki adıma geçin.

Oyunu üçlü değilde ikili yapın, eğer ikili de başarılı olursanız, üçlü yapmaya başlayın.

Bol bol uygulama yapın, yorumlarınızı bekliyorum :)

Sevgilerle, Hakan.

Nazi Kampından Kurtulan 108 Yaşındaki Alice Herz’in Hikayesi

Alice Herz-Sommer 1903 yılında doğdu, Nazilerin Yahudi soykırımında ailesi toplama kampında öldürüldü.

Çocuğu ile birlikte kamptan sağ olarak kurtulabildi ve Melissa Muller 2007 yılında onun hayatını kitaplaştırdı ve kitap, A Garden of Eden in Hell: The Life of Alice Herz-Sommer (Cehennemdeki Cennet Bahçesi – Alice Herz-Sommer’ın Hayatı) adıyla yayımlandı.

Aşağıdaki videoda Anthony Robbins‘in 108 yaşındaki Alice Herz-Sommer ile yaptığı röportajı izleyeceksiniz.

 

 

Mutluluğu Biz mi Oluşturuyoruz? Yoksa…?

Bu sayfayı not edin.
Çünkü kendinizi her tükenmiş hissetiğinizde aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Aşağıdaki video bize mutluluğun başımıza gelen olaylar değil, o olaylara bakış açımıza bağlı olduğunu bize gösteriyor.

İnsan her şartta isterse mutlu olabilir, her şartta kendi psikolojisini koruyabilir.

Ben de zaman zaman bu videoyu izlerim ve sizlerle de paylaşmak istedim.

Türkçe altyazılısı

Anthony Robbins’ten Harika Bir Konuşma

Anthony Robbins Amerika’da yeni başlayan programında hayattan tamamen umudunu kesmiş insanlarla çalışma yapıyor ve biz izleyenler olarak, hayatta her zaman umut olduğunu ve duygularımızın kontrölünün bizde olduğunu fark ediyoruz.

Bu konuşmayı tekrar tekrar izleyin ve şunun farkında olun ve hepimiz olalım,

Hayatımıza gelen olayları biz kontrol edemeyebiliriz aman onlara verdiğimiz anlamları biz kontrol edebiliriz.

YENİ.
Yukarıda izlediğiniz video Kamera Arkası konuşmasıydı, bölümün tamamını (İngilizce olarak) aşağıdan izleyebilirsiniz.